Macaristan Göç Çalışmaları Enstitüsü'nün önde gelen analistlerinden Mesar Tarık ABD-İran nükleer anlaşma görüşmelerinin devamının imkansız olduğunu ifade etti. tarık, ABD ile İran arasındaki güvenin en aza inmiş durumda olduğuna dikkati çekti.

'ABD ile İran arasındaki güven en aza inmiş durumda'

Mesar Tarık, ABD-İran görüşmelerinin yeniden başlama olasılığını değerlendirdi. Orta Doğu’daki mevcut gerilimler nedeniyle ABD ile İran arasında nükleer anlaşma müzakerelerinin yeniden başlamasının neredeyse imkansız olduğunu açıklayan Tarık şu ifadeleri kulalndı:
 

“İran nükleer anlaşması söz konusu olduğunda, mevcut durumda müzakerelerin yeniden başlaması neredeyse imkansız görünüyor. ABD ile İran arasındaki güven en aza inmiş durumda ve açık askeri olaylar diplomatik kanalların işleyişini daha da zorlaştırıyor. Dolayısıyla 2015 anlaşmasını yeniden canlandırmak giderek daha hayali görünüyor.”

Uzman, özellikle İran nükleer programına devam ederse veya İsrail belirli stratejik hedefleri ulaşılamaz olarak görürse, önümüzdeki günlerde yeni bir saldırı serisi ihtimalinin söz konusu olduğunu belirtti.
Tarık, İsrail ile İran arasındaki krizin devam etmesinin diplomatik kanalların daha da daralmasına ve bölgesel ittifak sistemlerinin yeniden şekillenmesine yol açabileceğini belirterek ekonomik açıdan petrol ve enerji piyasalarının yaşanan gelişmelere hassas tepki verdiğini, bunun da küresel döviz kuru dalgalanmalarına ve tedarik risklerine neden olabileceğini ifade etti.
 

Müzakere süreci

İran ile ABD arasında nükleer anlaşma için altıncı görüşme turu 15 Haziran’da Umman’da gerçekleştirilmesi planlanmıştı. İsrail’in saldırılarından sonra ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın nükleer anlaşma için "ikinci bir şansı olabileceğini" söylemişti.
İran ve ABD, Umman aracılığıyla İran’ın nükleer dosyası hakkında beş tur dolaylı görüşme gerçekleştirmiş, bunların sonuncusu 23 Mayıs’ta Roma’da yapılmıştı. Bu görüşmenin ardından İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Umman’ın önerdiği mekanizmaların görüşmelerde ilerleme sağlanmasının önündeki engelleri kaldırmaya yardımcı olabileceğini belirtmiş, böyle bir ilerlemenin bir iki tur içinde mümkün olabileceğini ifade etmişti.
Ancak beşinci tur öncesinde taraflar arasındaki çelişkiler artmış, ABD, görüşmelerden önce İran’dan uranyum zenginleştirmesinden vazgeçmesini talep etmişti. İran tarafı ise bu talebi reddederek, ABD’nin Tahran’dan uranyum zenginleştirme teknolojisinden vazgeçmesini ısrarla istemesi halinde tarafların anlaşamayacağını belirtmişti. Bununla birlikte İran, uranyum zenginleştirme seviyesini düşürme olasılığını kabul etmiş ve nükleer faaliyetleri üzerinde daha fazla kontrolün kabul edilebileceğini, böylece İran’ın nükleer programının barışçıl niteliğini göstermek istediğini ifade etmişti.
2015 yılında İran ABD, Çin, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere ile nükleer faaliyetlerini sınırlandırmaya karşılık ekonomik yaptırımların kaldırılmasına yönelik Ortak Kapsamlı Eylem Planı (JCPOA) anlaşması imzalamıştı. Donald Trump yönetimindeki ABD, Mayıs 2018'de JCPOA'dan çekilmiş ve Tahran'a yönelik yaptırımları yeniden uygulamaya koymuştu. Buna yanıt olarak İran, nükeer araştırma, santrifüjler ve uranyum zenginleştirme seviyelerine ilişkin kısıtlamalara uymayacağını ve anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini aşamalı olarak azaltacağını duyurmuştu.
OGÜNhaber