Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu Demokratik Suriye Güçleri (DSG), Suriye Cumhurbaşkanı Şara’ya bağlı grupların kendi bölgelerinde provokatif eylemler yaptıklarını belirterek Şam yönetimine sert bir uyarı yayımladı. DSG, başıbozuklar olarak tanımladıkları hükümet güçlerinin bölgelerine müdahalesi sürerse karşılık vereceklerini açıkladı.
DSG, Şam hükümeti gruplarının özellikle Halep'in doğusundaki Deyr Hâfer kasabası ve çevresinde provokatif hareketlerde bulunduğunu iddia ederek Şam yönetimine uyarı yayımladı. DSG "sürekli provokasyonlara rağmen sabırlı davrandıklarını ve karşılık vermediklerini" vurgulayarak, "Ancak güçlerimizi hedef almaya devam ederlerse, meşru müdafaa hakkımızı kullanmak zorunda kalacağız" ifadelerine yer verdi.
DSG elebaşı Mazlum Abdi ile Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, 10 Mart'ta "Rojava'daki tüm sivil ve askeri kurumların Suriye devleti yönetimine entegre edilmesini" ve "Suriye genelinde ateşkes ilan edilmesini" öngören bir anlaşma imzalamıştı. Nisan ayında imzalanan ek bir anlaşma ise, Halep'teki Kürt çoğunluklu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahalleleri için ortak güvenlik çerçevesi oluşturulmasını ve tutuklu değişimini içeriyordu.
Ancak DSG, Şam'a bağlı grupların son günlerde Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahalleleri çevresinde asker yığdığını, devriyelerini artırdığını ve neredeyse aralıksız şekilde mahalleler üzerinde İHA uçurduğunu duyurdu. Bu eylemlerin anlaşmaların açık bir ihlali olduğunu belirten DSG, Suriye hükümetine "başıbozuk unsurları kontrol altına alma" ve barışa zarar verecek adımlardan kaçınma çağrısı yaptı.
DSG ile Şam arasındaki gerilim, Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Şara’nın Paris'te planlanan görüşmeleri aniden iptal etmesiyle daha da tırmandı. Hükümet, Rojava'nın doğusundaki Haseke'de düzenlenen bir birlik konferansını, Abdi-Şara anlaşmasının ihlali olarak değerlendirdi.
Söz konusu konferansta, Suriye'den çeşitli azınlık topluluklarını temsilen 400'den fazla delege bir araya gelmişti. Konferans, mevcut anayasanın geçici Cumhurbaşkanı Ahmet El Şara'ya geniş yetkiler tanıdığını ve azınlıkları dışladığını savunarak anayasada değişiklik yapılması çağrısında bulunmuştu.
Cumartesi günü devlet medyasına konuşan bir hükümet kaynağı, görüşmeleri darbe olarak nitelemiş ve “Hükümet bu nedenle Paris'te yapılması planlanan hiçbir toplantıya katılmayacaktır" şeklinde açıklama yapmıştı.