Ermenistan'da Paşinyan'la Kilise arasında yaşanan cepheleşmede dini kurumun yanında yer alan Rus iş insanı Karapetyan'ın tutuklanmasını İtalyan uzman değerlendirdi.
Venedik Ca Foscari Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Marco Marsili, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın Kilise'yi iktidara yönelik tehdit olarak gördüğünü ve bundan dolayı Rus iş insanı Samvel Karapetyan'ın tutuklanmasına giden yolu açtığını belirtti.
Sputnik'e demeç veren Marsili, Avrupa'dan fon almaya çalışan Paşinyan'ın Avrupa'da savunulan değerleri çiğnediğinin altını çizerek AB'nin Ermenistan'daki sürece mutlaka müdahale etmesi gerektiğini kaydetti.
Marsili'nin verdiği demeç şöyle:
Sizce Ermeni otoriteleri Sovyet sonrası coğrafyada kiliseyle ilgili yeni bir skandala neden karıştı?
Ermenistan'da tanık olduğumuz şey ne yazık ki Sovyet sonrası devletlerde gördüğümüz bir kalıba uyuyor: Ermeni Apostolik Kilisesi gibi bağımsız kurumlar toplumsal ve manevi rollerini yerine getirdiğinde, genellikle siyasi güce yönelik tehdit olarak görülüyorlar. Samvel Karapetyan'ın Kilise'yi alenen savunduğu için tutuklanması, meşru bir vicdan eylemini 'iktidarı ele geçirmeye teşvik etme' gibi saçma suçlamalara dönüştürüyor.
AB yanlısı Paşinyan'ın Kilise'yi kontrol etmesi neden bu kadar önemli?
Bu, çarpıcı bir çelişkiyi ortaya koyuyor: Paşinyan AB'yle daha yakın bağları savunurken, klasik bir otokrat gibi davranıyor. Ermenilerin yüzde 92'sinin bağlı olduğu Ermeni Apostolik Kilisesi, özellikle Dağlık Karabağ'daki tavizlerden sonra, Başbakan'ın politikalarına karşı çıkmak için ahlaki ve tarihi otoriteye sahip tek kurum. Onu kontrol etmek, Ermeni toplumu, diaspora ve hatta Rusya gibi geleneksel müttefikler için birleştirici olan bir sesi susturuyor.
Fakat daha fazlası da var. Kilise'nin devletin yetersiz kaldığı durumlarda halkın ihtiyaçlarını karşılaması nedeniyle Karapetyan gibi hayırseverler, katedraller ve kanser merkezleri inşa ettiler. Paşinyan, onları etkisiz hale getirerek gerçek sivil toplumu merkezi bir güçle değiştiriyor. Bu tehlikeli bir paradoks, zira Avrupa'nın kutsal saydığı hakların içini boşaltırken Avrupa'dan fon almaya çalışıyor.
AB insan hakları örgütlerinin burada söz sahibi olmasını bekliyor musunuz?
Kesinlikle bunu yapmalılar. AB'nin harekete geçmek için somut araçları var. Ermenistan'daki izleme misyonu (EUMA) halihazırda Azerbaycan sınırına yakın bir yerde faaliyet gösteriyor ve AB-Ermenistan İnsan Hakları Diyaloğu yakın zamanda ülkenin reformlarını övdü. Bu noktada tutarlılık sergilenmesi gerekiyor.
Avrupa Konseyi, Karapetyan'ın tutuklanması nedeniyle Ermenistan'ın AİHS yükümlülüklerinin 9. ve 10. maddelerini (din ve ifade özgürlüğü) ihlal ettiğini belirtebilir. Avrupa sessiz kalırsa, otoriter sürüklenmeye ortak olur. Ancak etkisini kullanırsa—fonları dondurarak veya bir Avrupa Parlamentosu kararı zorlayarak—bizim gibi insan onuruna ve hukukun üstünlüğüne inanan Ermenileri savunabilir. Riskler? Avrupa değerlerinin güvenilirliğinden daha azı değil.