Mardin’de bir gencin hesabını 8 bin liraya kiraya verip tutuklanmasının ardından banka hesabını başkasına kullandırmanın riski bir kez daha gözler önüne serildi. Dr. Avukat Ceren Küpeli mağdurların savcılıkta 'bilmiyordum' demelerinin de karşılığının olmadığını ifade etti.
Türkiye'de özellikle son dönemde dijital dolandırıcılık vakaları artış gösteriyor. Dolandırıcılık hikayelerinden sonuncusu Mardin'de yaşandı. Mardin’de yaşayan 18 yaşındaki Ömer Marık, arkadaşı A.K.’ye hesabını 8 bin TL karşılığında kullandırdıktan sonra, gelen 150 bin liranın dolandırıcılık parası olduğu gerekçesiyle tutuklandı. A.K. ise gözaltına alındı ve sonrasında serbest bırakıldı.
Hesabını kullandıranlar cezaevinde
Ailesi ve avukatı, Ömer Marık’ın suçsuz olduğunu, yalnızca iyi niyetle hareket ettiğini savunuyor. Ailenin avukatı Gurbet Bilbay ise son bir haftada buna benzer 7 dosya geldiğini belirterek “Hesabını kullandıran gençler cezaevinde, asıl suçlular dışarıda” diyerek benzer davaların hızla arttığına dikkat çekti.
Peki, bu dolandırıcılık yönteminde en çok kimler hedef alınıyor? Nasıl bir yol izleniyor? Hesaplarını kullandıran kişiler gerçekten suç ortağı mı, yoksa farkında olmadan suç zincirine dahil edilen mağdurlar mı? Uzmanlarla konuştuk.
Para gelecek hiçbir sorun olmaz
Hürriyet'e konuşan Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Sosyal medya üzerinden yürütülen ‘sahte satış’ veya ‘yatırım vaadiyle para toplama’ yöntemlerinde de bu tür hesaplar kullanılıyor. Dolandırıcılar genellikle hesap sahibine “sana sadece para gelecek, hiçbir sorun olmaz” diyerek güven veriyor. Ancak gelen para, başka bir mağdurdan çalınan para oluyor ve süreç sonunda banka hesap sahibi, kara para aklama veya dolandırıcılık suçlamalarıyla karşı karşıya kalıyor” ifadelerini kullandı.
Dikkat: Para vaadiyle verilen ilan sayıları çoğaldı
Son dönemlerde banka hesabı kiralama vakalarında ciddi bir artış gözlemlendiğinin altını çizen Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Özellikle ekonomik zorlukların gençleri alternatif gelir arayışına ittiği bir dönemde, “kolay para” vaatleri oldukça cazip geliyor. Dolandırıcılar, sosyal medya üzerinden ‘günde 500 TL kazan’, ‘hesabını kirala para kazan’ gibi ilanlarla kişilere ulaşıyor. Bu tür dolandırıcılık vakalarının sayısı özellikle 2024’ün son çeyreğinden itibaren belirgin biçimde artmış durumda” diye konuştu.
Kendinizi terörizmin finansmanı gibi davaların içinde bulabilirsiniz
Peki banka hesabını kiraya veren kişilerin hukuki olarak karşı karşıya olduğu riskler neler?
Dr. Avukat Ceren Küpeli’ye sorduğumda “En kritik olandan başlamak gerekirse; kaynağını bilmediğiniz bir para hesabınıza düştüğü andan itibaren, kendinizi suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama ve terörizmin finansmanı gibi davaların içinde bulabilirsiniz” cevabını verdi. Küpeli, konuya dair şu önemli bilgilerin altını çizdi:
Gerçekten hukuken başınıza gelebilecek en kötü senaryo bu çünkü böyle bir durumda suç, ‘devlete karşı işlenmiş suç’ mahiyetinde oluyor. Örgütle işlenmesi gibi ağırlaştırıcı bir unsuru bulunuyor. Kişiler, çok uzun süreli hapis cezası öngörüsüyle ağır ceza mahkemelerinde yargılanıyor. Hesabını kiralayanları bekleyen bir diğer hukuki risk ise kiralayan kişilerin işledikleri suç her ne ise örgüt kapsamında aynı suçtan yargılanmaları. Genellikle illegal bahis dosyalarında, kripto varlıkların getirilerinin paraya çevrilmesinde ve nitelikli dolandırıcılık dediğimiz internet ortamında gerçekleştirilen dolandırıcılık vakalarının son halkasında, farklı birine suçu yıkmak üzere böyle kiralanan hesapların kullanıldığını görüyoruz. Bunlar genellikle de çocuklar çıkıyor.
Bilmiyordum' savunması karşılık bulmuyor
"Geçtiğimiz seneye kadar benzer dosyalarda kişinin kullanıldığı kabul edilerek savcılık tarafından takipsizlik veriliyordu" diyen Dr. Ceren Küpeli, "Ancak son dönemdeki davalarda banka hesabını bilerek isteyerek kiraya veren bir kişinin savunmasının takipsizlik için suçla eylem arasındaki illiyet bağını kesmeye yeterli gelmediğinin değerlendirildiğini ve hesap sahiplerinin suça müşterek faillikten ceza aldıklarını görüyoruz" dedi ve ekledi:
"Özetle, “Banka hesabımın suçta kullanılacağını bilmiyordum” savcılıklar nezdinde tek başına kabul gören bir savunma değil, bunu açıkça belirtelim."