Bu toprakları Suriye, Irak, Libya, Mısır, Afganistan yapamayacak, birlik ve beraberliğimizi bozamayacak, istiklal ve istikbalimize el uzatamayacaksınız.
Bu toprakları Suriye, Irak, Libya, Mısır, Afganistan yapamayacak, birlik ve beraberliğimizi bozamayacak, istiklal ve istikbalimize el uzatamayacaksınız.
Neo-Con’lar durmak bilmiyor. ABD’nin kan emici vampirleri, 'Dünya Hakimiyeti' için kanlı ve canice eylemelerini sürdürüyor. Ortadoğu bunlar için en büyük hedef noktası olmaya devam ediyor. Bu coğrafya ve hinterlandında olan ülkelerin hepsi bu gözü dönmüş şebekenin iştahını kabartıyor.
Türkiye bağırsaklarını temizliyor… Bünyeyi içerden kemiren kurtları, tenyaları ve bütün zararlı virüs ve onların sebep olduğu pislik ve cerahati atıyor.
Sevgili okurlarım, bir önceki 'İslâm ve Devlette Cemaat var mıdır?' başlıklı yazımın ülkemiz ve milletimiz adına hedeflediğim mesajı bazı kesimlere vermemiş olmasından ve yazımın yanlış yorumlanmasından dolayı üzüntü duydum.
İslam dininde 'Kul ile Allah arasına kimse giremez'. Yani Yaratıcıya ulaşmak için başka bir yaratılmışa, kula, kendine farklılık atfeden hiçbir 'ölümlü'ye ihtiyaç yoktur.
Tarihin en eski ve güçlü ordularından birisi hatta birincisi olan Türk Ordusu Yahya Kemalin; "Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi. Senin uğrunda ölen Ordu, budur yâ Rabbi. Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın, galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın!" diye şiirleştirdiği bir fetih ordusudur.
Son yüz yıllık süreçte dünyada bir ABD hakimiyeti herkesin malumudur. Amerika bu dünya hâkimiyetini elde tutarken kendi içinde de yönetsel farklılık içeren taraflara sahiptir. Bunun en belli başlısı ise; 'Merkeziyetçiler ve Neo-Con (neo conservatism- yeni muhafazakarlık)'lardır.
Merhaba Sevgili Ogün okurları, sizlere '15 Temmuz Darbe girişimi'nden sonra sayın Cumhurbaşkanımıza arz edilmek üzere kaleme alınan, altına imza attığım bir raporu sunuyorum.
1960 darbesi oldu, Menderes asıldı, kimseden ses çıkmadı, 1971 Muhtırası oldu, yine ses yok, 1980 darbesi oldu ertesi gün yine bir tepki görülmedi.
Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Kilis’de mültecileri ziyaretiyle gündeme Suriye’li mültecilerin vatandaşlığa alınması konusu girdi. Her kafadan bir ses çıkmaya başladı.