Alın size küresel bir dedikodu...
Ciddi yazılar yazmaktan sıkıldım galiba…
Dediler ki; Trump kayıp…
Dedim; acaba ne olmuş ki?
Sonra “bana ne ki/derdi bana mı kaldı” dedim ama yine de dayanamayıp, kimi koca kulak dostlarla, konuyu hasbihal ettim.
Hatta birisi, “Yapma! Sağıra yatıp ahmak haberi sorar gibi davranma” dedi kıs kıs gülerek…
Ben de tebessümle karşılık vermekten kendimi alamadım.
Yani,
Trump bu; boşboğazlık edemeden duramaz.
Acaba
Bir yerlerde dilinin ayarı kaçtı/bunaklık etti ve ettiği laflar birilerinin kulağına mı gitti yoksa?
Yoksa o birileri Güç ve Akıl Sahipleri mi?
O birilerinin kim olduğunu ben nereden bileyim; be, öylesine lafımı ortaya koydum işte…
Ama,
Bildiğim bir şey varsa; Güç ve Akıl Sahiplerinin kimseyi boş bırakmayacağı,
Boşboğazlık eden kim olursa olsun; isterse ABD Başkanı Trump olsun, kesinlikle kulağının çekileceği/ciddi bir uyarı yapılacağıdır.
Mesela:
Trump, dilinin ceremesini bir adada misafir edilip “haddini bil” fırçası yiyerek çekmiştir olabilir mi?
Öyle ya;
Söz konusu Güç ve akıl Sahipleri olunca; kimse istisna olamıyor.
Belki de,
“Yahu Trump Efendi!
Daha seçilmeden; bir keskin nişancı tarafından kulağına kurşundan bir küpe takıldı.
Ama,
Sen başkanlık havasına öyle kapıldın ki; ali kıran baş kesen olduğunu sandın ve bir yerlerde bunakça laflar ettin.
Fakat yerin kulağı olduğunu/pardon Güç ve Akıl Sahiplerinin her yerde kulağı olduğunu çabuk unuttun” diye ikinci bir küpe takıldı ve “Allah’ın hakkı bir, bizim ise sadece üç! Bir hakkın kaldı ona göre!” mi dendi ki?
Şu da aklıma gelmiyor değil:
Dünya büyük dense de bazen dünya çok küçük…
Acaba diyorum,
Trump’ın, 3-4 gün ortadan kaybolmasına sebebiyet veren/çırasını yakan fitil İstanbul’da/Çırağan’da mı ateşlendi yoksa…
Aman be ya,
Benim de çenem açılınca, duramadım bir türlü…
Galiba makara yapmayı çok özlemişim…
Ama şakayı bir kenara koyarsak;
Trump’a ciddi bir ayar çekildiği aşikar…
Dostlar öyle şeyler anlattılar ki;
Ben de hayretten hayrete koşturdum.
Neler olmuş neler…
“Haddini bil,
Sınırsız güç ve kudret sahibi değilsin.
Amerika senin malın değil,
Hele de,
FED Başkanı ile diyaloğunda iyice çizgiyi aştın.
“FED bizim kırmızı çizgimiz” cümlesinin altını kaç kere çizdik.
Tamam,
Planımıza uygun olduğun için seni seçtirdik ama sen kendin seçilmişçesine hoyratlaştın. Biraz yavaşla ve diline sahip ol.
Epstein Dosyaları üzerinden mesaj verdik ama almak istemedin.
Ve maalesef,
Bizi bu uyarıya mecbur bıraktın!” gibi gibi sert/net ve açık sözler…
O yüzden,
İki gün nerede olduğu bilinmeyen Trump; yapılan uyarının etkisiyle iki gün de evinden çıkamamış galiba…
Bu arada dostlardan birisi,
Çin’de yapılan Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesini sordu.
Halâ aynı noktadayım; benim görüşüm belli,
Çin ve Rusya, aç ve sahte kabadayılık reveransı yapıyor dedim.
Dostum gülümsedi,
“Sizin Avrasyacıların/Putincilerin/Işık doğuda gelir diyenlerin ağzı kulaklarında,
Ya buna ne dersin?” dedi.
“Onlar
Cücelerin gövde gösterisine/orta oyununa alkış tutan şakşakçılar…
Aman boşver;
Artık bu konuda açıklama yapmayı/yazmayı bile bıraktım,
Körle şaşılar birbirini ağırlasınlar.
Ne yapayım…
Kendini akıllı sanan güçsüzler; Putin desin/Çin’in küresel gücü desin dursun.
Boş atıp dolu tutsunlar, Amerika’yı yıkma hayaliyle avunsunlar” dedim.
Biliyor musunuz Arkadaşlar!
Türkiye’de halâ ve halâ,
Putin’i yücelten/Rusya’yı ABD’ye eşdeğer gören,
Çin’i, artık ve müstakbel küresel belirleyici olarak değerlendiren aklı evvel yorumcular, e yazık ki halâ var.
Bunlar,
Maalesef; temenni ile realiteyi birbirine karıştıran hayalperestler ve küresel gelişmeleri ülkesel bazlı görmek isteyen cüce beyinlerdir.
Onlar adına çok üzgünüm,
Ama söylemek zorundayım ki;
Çin’in de/Rusya’nın da/Avrupa’nın da/Amerika’nın da, gücünün üstünde bir Güç ve Akıl var.
Böyleyken,
Ve artık, çok alametlerle açık hale gelmişken,
Rusya’nın saplandığı Ukrayna batağından tutun da; Ortadoğu’ya/NATO refleksine/Avrupa’da yaratılan korku iklimine ve Çin ekonomisinin yaşadığı travmaya kadar,
Hemen her şey; bir Güç ve Aklın eseri olarak vücut bulmuşken;
Halâ hayalperest birileri Rusya ve Çin üzerinden yeni bir dünya fantezisi kurmak istiyorsa; alabildiğine ve olabildiğine kursunlar.
Demek ki öyle mutlu oluyorlar; bırakalım olsunlar.
Ama
Unutmasınlar;
Güneş balçıkla sıvanmaz…
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.