Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
İddia ediyorum;
2030 yılına kadar dünyaya huzur yok…
Hiçbir devlet veya devlet adamı kendini güvende ve yerini garantide sanmasın.
İngiltere Kralı da/Trump da/Putin de/Çin Devlet Başkanı da veya başka başka kendini muktedir sanan herhangi bir lider de; kendinde bir güç vehmetmesin/kendisini muktedir sanmasın.
Tek bir küresel otorite var.
Güç ve Akıl Sahipleri…
Yazılarımı takip edenler hatırlar;
“Putin ve Rusya’ya bu kadar güç atfetmeyin. Putin müsaade edildiği kadar güçlü, izin verildiği ölçüde saldırgan olabilir” demiştim.
Buyurun bakın; son birkaç gündür Ukrayna’nın Rusya’ya drone saldırısı ve etkisiz hale getirdiği onlarca savaş uçağı konuşuluyor.
Bu olayda asıl manidar olan nedir biliyor musunuz; Rusya, bir saldırı ihtimaline karşı bu uçakları Ukrayna sınırından neredeyse 4000 km uzaktaki Moğolistan sınırına/Belaya üssüne götürmüştü. Ama ne ilginç ki kurtulamadı ve orada da vuruldu.
Başarı hikayesi anlatılıyor:
Yok efendim, Ukrayna bu planı bir buçuk senedir hazırlıyormuş da,
Vay efendim, dronlar ahşap ev şeklinde taşınmış da,
Aman efendim, Ukrayna istihbaratı çok iyi ve gizli çalışabilmiş de…
Neler neler; geçin bunları geçin…
Ukrayna’nın, bırakın Norveç ve Moğolistan sınırındaki Rus uçaklarını vurabilmesini; daha dün kaybettiği burnunun ucunda yer alan Kırım’daki Rus güçlerini vurabilecek ne potansiyeli var ne de gücü…
Nasıl oldu peki?
Zelenski gitti Amerika’ya. Önce güzelce şamar oğlanına çevrildi/Yelkenleri indirdi/Nadir toprak elementleriyle ilgili istenen imzayı bastı. Sonra da birileri onun adına Putin’e ayarın tillahını verdi!
Mesaj şu ve sadece Putin’e de değil; tüm dünyaya…
“Güç bizde/Akıl bizde/Para bizde ve en etkili silah bizde…
Herkes ayağını denk alsın/Putin seni vuruyorum, tüm dünya sen anla!” misali.
Hani Putin Efendinin S-400/S-500 savunma sistemleri vardı,
Bize de satmıştı ve bunlar sayesinde kimse Rusya hava sahasına girip Rus savunma sistemine zarar veremezdi.
Ne oldu?
Kağıttan kaplan gibi tel tel döküldü.
Hani, Putin Trump’ın kankası gibiydi,
Hani bundan sonra Putin hep muzaffer bir lider olacaktı?
Arkadaşlar!
Tabir caizse; mekanın sahibi mekana geldi ve ipleri direk eline aldı.
Buradan hareketle;
Trump için dost veya düşman ülke veya dost lider diye bir şey yok.
Trump’a dost görün derler; görünür,
Düşmana dönüş derler; dönüşür.
Buyurun Amerika’nın kendi içindeki gelişmelere bir bakın;
Başkanlık koltuğuna oturmasından sonra ne kadar zaman geçti? Dün bir bugün iki; daha altı ay geçmeden Beyaz Saray’ın en şöhretli ismi Elon Musk devre dışı. Adam resmen ve eline bir de anahtar tutuşturularak kovuldu kovuldu.
Daha bir ay önce,
Elon Efendi Almanya’ya siyasi ayar veriyordu; şimdi bye bye denildi.
Neden?
Çünkü öyle planlanmıştı/öyle gerekiyordu ve ona olan ihtiyaç buraya kadardı.
Bakın;
Trump’la birlikte başlatılan yeni süreçte demokrasiymiş/diplomasiymiş/uluslararası nezaketmiş artık hak getire…
Bu yeni süreçte,
Hiçbir lider ve hiçbir ülke asla ne vazgeçilmezdir, ne de gerektiğinde harcanmaktan imtina edilir…
Yahu düşünsenize;
Pakistan üzerinden,
Hindistan’ın kendini kudretli sanan devlet başkanı Modi’ye doğrudan,
Hindistan’a uçak satan Fransa’ya ve Pakistan’ı son on yıldır yaptığı altyapı yatırımlarıyla ele geçirdiğini sanan Çin’e dolaylı olarak öyle bir mesaj verildi ki; adeta haddinizi bilin yoksa sıra size de gelecek dercesine…
Hep söyledim,
Yeni dünya düzeninde artık şangur-şungur ve bodoslama diyebileceğimiz bir eylemsellik söz konusu…
Trump gibi bir manyak/narsist ve maganda birisi bu yüzden başkanlığa getirildi.
Çünkü yeni konsept, züccaciyeci dükkanına giren fil gibi böyle birini gerektiriyordu.
Adam Arabistan’a gidiyor ve resmen Körfez ülkelerine çöküyor. Açık açık, Amerika’ya 4 trilyon dolar kazandırdım diye konuşmaktan bile imtina etmiyor.
Neden?
Çünkü birileri; konuş ki, cümle aleme gözdağı olsun dedi ve o da konuştu, konuşuyor.
Daha başkan olmadan, onun kulağına öyle bir mermi küpesi taktılar ki; planlar şaşmasın/talimatları harfiyen yerine getirsin diye…
Yönetim merkezi olan bir ülkenin başkanının kulağına mermiden küpe takan ve buna muktedir olabilen bir Güç ve Akıl; geri kalan dünyaya neler yapar neler. Varın gerisini siz düşünün!
Sonuç:
Son 10-15 yıldır Düzenin Efendilerinin sahip olduğu dört kudretten (Güç-Akıl-Para-Silah) ikisi olan “Akıl ve Para” yani “Soft Power/Yumuşak güç” kısmının semptomlarını yaşadık.
Ama şimdi diğer ikisi olan “Güç ve Silah” yani “Hard Power/Sert güç” devri başladı...
Bundan sonra,
An gelecek, devletler arasında ikili/üçlü veya dörtlü katılımların olduğu savaşları,
An gelecek, bir anda oluşan terör çatışmalarını,
An gelecek, bir anda düşen uçakları/bir anda ölen üst düzey askeri yetkilileri, devlet başkanlarını, bakanları göreceğiz.
Önümüzdeki haftalar ve aylarda bugüne kadar pek de bilinmeyen ve fark edilmeyen dijital/elektronik silahların sahne aldığını,
Ve ölümcül noktasal zayiatlar verdirdiğini göreceğiz.
Devletler ve insanlar daha ne olduğunu bile anlamadan/yaşanan kayıpların boyutlarının daha farkına bile varamadan yapay zeka mamulü hibrit silahların korkunç etkisiyle tanışacaklar.
Trump’ın, bir anda dostlarına düşman, düşmanlarına dost gibi oluşunun çok daha fazla örneklerini yaşayacağız.
Özetle:
Önümüzde olağanüstü sıcak geçecek 3-4 yıl var. Ve herkesin herkese hasım olabileceği/kimsenin kimseye medet edemeyeceği bir süreçtir bu yıllar…
Çünkü Güç ve Akıl Sahipleri tüm tuşlara bastı ve artık her enstrüman/her alternatif devrede…
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.