—Seçilmiş belediye başkanlarına gözaltılar… Tutuklamalar…
—Gizli ve kirli tanık ifadeleri…
—İtirafçı iftiraları…
—Ancak darbe dönemlerinde ve savaş suçlularına uygulanan gözaltı görüntüleri…
—Kaşının altında gözün var… Sen de mücrim çocuğusun soruşturmaları…
—Hukuksuzluk yapılıyor diye… Ağzını açana “adaleti engelleme/yargıyı tahkir ve tezyif” suçlamaları…
—“Erdoğan istifa!” diyenlere… Cumhurbaşkanına ve Devletin manevi varlığına hakaret davaları…
Daha neler neler…
Bir de ne var?
İktidar cenahının “Yeni Türkiye” iddiası…
“Artık eski Türkiye yok. Bu Türkiye Yeni Türkiye…”
İktidar karşıtı siyasal muhalefet,
Ahalinin neredeyse yüzde 60-70’i… Ciddi bir itiraz ve isyan içinde…
Tek-tük de olsa AKP tandanslı bazı yazar ve yorumcular… Bazı eski AKP siyasetçileri… Ve bir kısım AKP seçmeni…
İkaz etme ve itidal tavsiyesinde…
Sebep?
Yaşanan yoksulluk… Yapılan yolsuzluk… Getirilen yasaklar,
Ve yaşatılan adaletsiz hukuk pratikleri…
Ne diyorlar?
“Yeni Türkiye Yeni Türkiye diyorsunuz… Bu mudur yani?.. Yaptıklarınız ve yaşattıklarınız Yeni Türkiye’ye yakışıyor mu?”
Düşünün…
AKP eski milletvekili Şamir Tayyar,
İktidarın medya dili haline gelmiş Abdulkadir Selvi,
Siyasal İslam ideoloğu konumundaki Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan,
AKP’nin vicdanı diye namlanan Bülent Arınç,
AKP içindeyken de şu anda da… Sakınmadan eleştiri getirebilen Hüseyin Çelik,
Ve diğerleri…
“Artık Yeter!” noktasındalar…
Ama,
“Yaptıklarınız Yeni Türkiye’ye yakışıyor mu” eleştirisini, gerçekten çok komik buluyor ve çok garipsiyorum.
Efendiler!
Yakışıyor yakışıyor… Evet, hem de çok yakışıyor.
Çünkü
İktidarın, “Yeni Türkiye” ideal ve hedefi… Tam da böyle bir Türkiye idi…
Gelin, “Yeni” kelimesi üzerinden birlikte inceleyelim…
Sonra da… Yanlışsam beni düzeltin:
“Yeni” ne demek?
Hiç kullanılmamış, hiç görülmemiş olan demektir.
O halde dikkat edin;
İktidar “Artık eski araba yok. Bu araba yeni araba” demiyor ki… Siz kalkıp, “Yeni” kelimesini “eskisinden daha güzel/daha konforlu/daha makbul” şeklinde anlamaya çalışıyorsunuz!
Yahu adamlar turkuaz körü… Onlar için tek renk var; o da turkuaz.
Ama siz hala mavi-yeşil-kırmızının ana renkler olduğunu anlatmaya çalışıyorsunuz!
İktidar “Yeni Türkiye” derken…
“Benim istediğim… Benim hâkim olduğum… Kuralları benim koyduğum… Ötekilerin tükendiği benim at oynattığım” bir Türkiye demek istiyor…
İktidarın “Yeni Türkiye”si…
Muktedirlik… İntikam… Hesaplaşma… Öc alma… 100 yıllık hesabı kapatma Türkiyesidir.
İktidarın “Yeni Türkiye”si…
Kendilerine cennet, kendilerinden olmayanlara cehennem yaşatılması gereken bir Türkiye’dir…
Allah aşkına!
Yapılan zulmü… Psikolojik işkenceyi, itibarsızlaştırma çabalarını görmüyor musunuz!
Lütfen hatırlayın veya araştırın;
“Peygamberin İzindeyiz” sloganlı bugünkü iktidarın… Muhalefete yaptıklarını, reva gördüklerini… Acaba Peygamber, savaş esirlerine yapmış mı?
Uhud Savaşında… Amcası Hz. Hamza’yı Vahşi isimli köleye vahşice öldürten ve ciğerini sipariş eden… Ebu Süfyan’ın karısı Hind’e bile yapmış mı?
Hayır hayır hayır…
Demem o ki;
“Yeni Türkiye” söylemindeki “Yeni” kelimesini; “Bugüne kadar hiç görülmemiş olan” şeklinde anlamazsanız…
Yanılmaya, hayal kırıklığına ve isyana daha çok devam edersiniz.
Buyurun… Size iktidar cenahından bir ikrar:
Aydın Ünal… Yeni Şafak yazarı…
Bir dönem Erdoğan’ın konuşma metnini yazan… Başkan’ın adamlarından birisi…
Bu adam “Miras değil alın teri” başlıklı, bir yazı kaleme alıyor.
Birikmiş kinini, kompleksini, ezikliğini uzun uzun ve kendince analitik bir yaklaşım içinde anlattıktan sonra,
Adeta
İktidar Cenahının/Muhafazakar Mahallenin/Siyasal İslamcıların “Yeni Türkiye”den ne amaçladığını özetlercesine…
Kendinden olmayanlara… Yani ötekilere hitaben şu sözlerle bitiriyor:
“…Farzımuhal iktidara gelseniz dahi 100 yıllık sabırla yoğrulmuş mücadeleyi geriye götüremeyeceksiniz.
Eski hal muhaldir. Mirasyedilik dönemi sona ermiştir.
Yeni duruma alışacaksınız, Anadolu ihtilalini kabulleneceksiniz, milletin ve milli iradenin önünde diz çökeceksiniz.
Ya normalleşecek ya da daha da yalnızlaşacak, marjinalleşeceksiniz.
Başka yol yok.”
Ne demek istediğinin Türkçesi şu:
Nefretimizi, kinimizi, hırsımızı gizleyip 100 yıldır sabırla bekledik.
Ama nihayetinde ihtilalimizi gerçekleştirdik…
Artık Yeni Türkiye var… Seve seve olmasa da; ………… alışacaksınız, kabulleneceksiniz…
Artık millet de biziz milli irade de...
Diz çökeceksiniz…
Fetih gerçekleştirdik… Sıra bizde…
Artık bizim borumuz ötecek…
Yeni Türkiye kılıç hakkımızdır; artık ganimet de bizimdir, miras da bizimdir, devlet de biziz…
Ve bundan sonra… Kapımızda köpeksiniz… Biz ne dersek o olur…
Şimdi söyleyin bana;
“Yeni Türkiye”nin “Yeni”sinin iktidar lehçesinde ne anlama geldiğini ve ne anlamanız gerektiğini anladınız mı?..
Günün Sözü
Rahmetli Yaşan Nuri Öztürk’ten:
Eğer 120 bin cami ile temsil edilen bir din ve onun mensuplarının Allah’ı; Kuran’ın anlattığı Allah olsa, biz dünyanın efendisi oluruz.
Ama,
Dünyanın reziliyiz biz bugün…
Sürünüyoruz…
Dincilik, tarihi boyunca Allah ile para yan yana geldiğinde, istisnasız bir şekilde daima parayı tercih etmiştir.
Bunu yapan bir zihniyetin Allah’ı Kuran’ın Allah’ı olabilir mi!
Hayır haşa!..
Kuran’ın Allah’ı bunlar için halkı aldatmada kullanılan bir paravandan ibarettir.