Devlet Adamı Destici…

“E-leş-ti-ri-yo-rum….” diyor ve doğrunun duyulması için tek tek sıralıyor cümlelerini…
Hem de ne eleştiri!
Sert ve keskin şekilde…
Tam müsebbibine…
Milletin kalbinden geçenler, Destici’nin iki dudağı arasından çıkıyor.
Amasız, fakatsız, korkmadan çekinmeden konuşan bu millet sevdalısı adam, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici.

Geçtiğimiz hafta sonu Ankara’da BBP Genel Merkezinde İl ve İlçe Teşkilatları ve basın mensuplarının katıldığı “Genel İstişare Toplantısı”na katılım sağladım.
Bir gazeteci gözüyle havayı kokladım, izledim, söylenenleri dinledim…
Notlarımı aldım.
Ajandam dolu bugün sizlerle onları paylaşmak istiyorum.

Mesleğimiz gereği siyasi toplantılara katılma, teşkilat mensupları ile defalarca bir arada olma imkânımız oldu.
Ama söylemeden geçemem bu kadar mütevazı, bu kadar samimi bir teşkilat görmedim.
Samimiler, içtenler, kısacası “yaradılanı, yaradandan ötürü seviyorlar”.

Gelelim Destici’ye:
Kitabın o kadar ortasından konuşuyor ve eleştiriyor ki bir an;
“BBP ittifaktan ayrıldı mı?” diye kendime sordum.
Hayır Cumhur İttifakının bir parçası,
Ama Destici hep şunu söylüyor; “ben ittifakın ortağıyım, hükümetin değil” diye ve Destici bu sözünün hakkını veriyor…
Hükümeti o kadar doğru eleştiriyor ki, sanki iç muhalefet gibi.
Doğrunun yanında, yanlış kararın ya da eksik alınmış bir kararın karşısında.

“Büyük Birlik Partisi, Büyük Birlik Hareketi, bu milletin özüdür.  Bu milletin mayasıdır.  Onun için Büyük Birlik Partisi olmazsa olmaz. Büyük Birlik partililer olmazsa olmaz. Alperenler olmazsa olmaz. Onun için Büyük Birlik Partisi Alperenler başarılı olmak zorundadır” diyerek sözlerine başlayan Destici, yapılan olumlu çalışmaların olduğunu lakin yeterli olmadığını dile getirdi.

Destici, inanç hürriyeti konusunda başörtüsü problemi gibi İmam Hatip okulu mezunlarının polis olamadığı dönemlerden kurtulunduğunu, askeri okullara rahatlıkla girdiği gibi pek çok alanda düzeltmeler yapıldığını dile getirdi.

Önce uyarı yapan Destici, Türkiye ekonomisinin beş ana problemi olduğunu hatırlattı ve şöyle sıraladı;
Birincisi yüksek kamu harcamaları.
İkincisi sosyal güvenlik açıkları.
Üçüncüsü vergi kayıpları.
Dördüncüsü enflasyon yüksek faiz
ve beşincisi de cari açık.

Bu sıralamayı yapan Destici başlıyor eleştiriye:
İşte bundan sonrasını muhalefet bile yapamıyor.

"Vatandaştan tasarruf bekliyorsak önce kamu tasarruf etmeli, zevkü sefa içerisinde olan kamu bürokrasisi başta olmak üzere yerel yönetimlerin ve yetkiyi elinde bulunduranların rahatını kaçıralım" diyerek sokağın nabzını dillendirmeye başladı.

Devletin kanunları eşit çıkarması gerektiğine vurgu yapan Destici, taşeronların kadroya geçmesini desteklediklerini lakin 80 bin kit çalışanının da kadroya alınması gerektiğini söyledi.

EYT’lilerin emeklilik haklarını desteklediklerini ama staj ve çıraklık sigortası mağdurlarının yaşadığı sorunun ortadan kalkması gerektiğine vurgu yaptı.

Vergi kayıpları ve vergi kaçaklarının Türkiye ekonomisinin en önemli problemlerinden olduğunu dillendiren Destici, adil vergi sisteminin gelmesini azdan az, çok dan çok vergi alınması gerektiğini de belirtti.

Vergi silinmesine karşı olduklarını dile getiren Destici, bir de vergileri silenleri kınadıklarını söyleyince, helal sana Destici dedim.

Maliye bakanının kira artışlarını da sert bir dille eleştiren Destici asgari ücretlinin temmuz ayında, uğradığı haksızlığın giderilmesinin önemini anlattı.

Cari açıktan, vatandaşların mutfağına, yürüdüğü yoldan, gidemediği tatile kadar her eksik ve yapılmayanı vatandaş adına net bir şekilde dillendiren Genel Başkan, konu devlet olunca “Baş kırılır fes içinde kalır, kol kırılır yen içinde kalır” dercesine  nerede duracağını çok iyi biliyor.

Hükümetin özellikle dış politikası, gelişen ve güçlenen başarısı dünyada yüklendiği misyon konularındaki desteğiyle Destici bir teşekkürü hak ediyor.

Ana muhalefetin başındaki Genel Başkan devletin malına, yerli firmalara boykot çağrısı yaparken, milleti sıkıntıya düşürürken, ittifakın içinde bu kadar millet adına konuşan, emekli için, asgari ücretli için alınan kararları yanlış diyerek eleştiren bir siyasetçinin hükümet ittifakında yer alması, ittifakın sorunlarını görebilmesi adına da inanılmaz kıymetli.

Her yapılan alkışlanırsa o zaman sorunlar fark edilmez ve sonuçta kaybeden millet olur.

Sonuç olarak;
Şeyh Edebali'nin dediği gibi “insanı yaşat ki devlet yaşasın” şiarının yaşayan Destici ve ekibine başarılar diliyorum. 


Kalın sağlıcakla…

OGÜNhaber