Dünden beri, ülkenin hemen hemen her yerinden insanlar ulaşıyor, sosyal medyadan, başka yollardan ve aktardıkları gerçekten de mide bulandırıcı!
Eski bir atasözü der ki, her şey ilk göründüğü gibi değildir.
Seneler önce, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, "AB ye giden yol Diyarbakır'dan geçer" demişti. Bugün Diyarbakır yine birilerinin dillerine pelesenk olmuş, Diyarbakır aşağı, Diyarbakır yukarı, ahkam üstüne ahkam kesiyorlar.
ABD'nin büyük geleneklerinden biri, yalan siyasetidir. Özellikle de savaş çıkarmak için söylemeyecekleri yalanlar yoktur.
Keşke bu yazıyı yazmak zorunda kalmasaydım. Keşke yüzbinlerce insan iki gündür yirmi saate varan sürelerce yollarda mahsur kalmamış olsaydı, İstanbul bu işkence gibi geceyi yaşamamış olsaydı.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış. Gerçeklerin de er ya da geç ortaya çıkma gibi bir alışkanlıkları vardır.
Hepimizin malumu, görerek yaşadığımız iki ve çok vahim olay var. Birincisi İBB ve DİYADER skandalı, ikincisi ise HDP'li vekil Semra Güzel ve ardından çıkan çirkinlikler!
Bir partinin, terör örgütü PKK ile iç içe olduğunu, hatta siyasi kolu olduğunu, hatta terörün odağı olduğunu ispat etmek için ve de derhal bu partiyi kapatıp, içinde, sağında solunda kim var, kim yoksa, derdest edip yargılamak için daha ne lazım acaba?