Bu sözün kim tarafından söylendiğini, kime ve neden söylendiğini, sanırım bilmeyen yoktur.
Maalesef, o zaman bu sözleri zikreden zihniyet, günümüze kadar gelmeyi başardı.
O zaman düşman Enver Paşa idi, bugün Sayın Erdoğan.
O zaman da bu zaman da mesele aynı.
Muhafazakâr biri başarılı olmasın, varsın memleket batsın!
Bugün de aynı kafa, aynı zihniyet, hafta başından beri, yine iş başında.
Bugün konu, PKK’nın feshi, silah bırakması ve gelecekte terörsüz Türkiye.
Bu işin mimarı Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli.
Ve ne kadar, sözüm ona sol, muhalefet varsa, hepsi, ama hepsi, derhal ve tek bir ağızdan bu süreci hedef almaya başladı.
Son yazımda da ifade ettiğim gibi, ben temkinli ümit varım.
Sürece elbette ve can-ı gönülden destek veriyorum.
Nasıl vermeyeyim?
Bir daha, bir ocağa ateş düşmeyecekse, analar ağlamayacaksa, çocuklarımız, torunlarımız, müreffeh, istikrarlı, barış içinde mutlu bir hayat sürmeyecekse, elbette ki ve de sonuna kadar desteklerim.
Neredeyse yarım asırdır süregelen, onbinlerce insanın canına mal olan, ocaklar yıkan, ülkenin trilyon dolardan fazla parasına mal olan terör, öyle görünüyor ki, son demlerini yaşıyor.
Bu ara tekrar edeyim, terör ile mücadelede herhangi bir duraksama yok, bir zafiyet yok, olamaz da.
Gelelim bugünkü anti Envercilere.
Onlar, PKK terör örgütü iken, siyasi uzantısı ile ittifak yapmaktan imtina etmediler.
Kayyum atanan belediyelere, koşa, koşa desteğe gittiler.
O zaman hiçbir beis görmediler.
Ama şimdi?
PKK fesh edildiği için, bir tek kalkıp “Durun, ne yapıyorsunuz, aman tekrar alın elinize silahı, teröre devam” demedikleri kaldı.
Neden mi?
Çünkü bu tarihi bir başarı!
Ve bu başarının AK Partisi hükümetine, Cumhur ittifakına, Sayın Erdoğan’a yazılmasından son derece rahatsızlar!
Üstüne bir de bir haftadır, uluslararası diplomasinin kalbinin İstanbul/Ankara/Antalya üçgeninde attığı gerçeği gelince, kimin ağzının ayarı bile kaçtı.
Ne kadar önemsiz ve kale alınmaya değmez olduklarını gördüler, yüzleşiyorlar bununla. Eski hamileri bile Sayın Erdoğan’ı tercih ediyor, yalnız kaldılar.
Tabii bu gerçeklerin bir de ileriye dönük sonuçları olacak.
Bu gelecek, CHP için bir felaket olacaktır, bunun bilincindeler.
Hatta, CHP genel başkanı, hukuki teamülleri, kanunları hiçe sayarak, “Biz sürece destek verelim, siz de İmamoğlu ve diğerlerini salıverin” şantajına soyunacak kadar şuurunu kaybetti.
Daha önce de CHP ye rağmen, Türkiye de bir şey olmaz, diyecek kadar şaşırmıştı.
Ya Özgür Özel, sın yirmi yıldır, ağaç kovuğunda yaşadı, ya en yakın tarihi bilmeyecek kadar cahil, ya da etrafındaki akıl hocaları, onunla dalga geçiyor ki bunları söylettiriyor.
Neden mi?
Çünkü son 23 senedir Türkiye de ne olduysa, CHP ye rağmen oldu da ondan!!!
Bu liste Ansiklopedi olur, uzar gider.
Ve evet, bu barış süreci de CHP’ye rağmen olacak.
Ya olacak ya da olacak.
Ancak biz de şunu gördük ki, CHP’nin terör derdi, onlara göre Kürt derdi, hiç olmadı.
Sadece ve sadece kendi çıkarları vardı ve var.
Çünkü düne kadar, can ciğer kuzu sarması oldukları DEM Partisi ne, şimdi şaşı gözler ile bakıyorlar.
Yani, açıkçası, aman Erdoğan başarılı olmasın, ona başarı yazılmasın, varsın terör devam etsin, varsın canlar yitsin, varsın analar ağlasın, ve varsın memleket batsın!
Ama bu kez olmayacak, bu kez necip Türk milletinin önüne köstek olamayacaksınız!
Kaybettiniz.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam