Burnumuzun dibinde, yavru vatan Kıbrıs'ta epeydir çok ilginç olaylar oluyor, sinsi oyunlar oynanıyor.
Şimdi ise bu oyunların bir takımı, amacı ile birlikte gün yüzüne çıktı.
Ve dikkat, Anavatan da olup bitenler ile asla ayrı görülmemeli, tam tersi, büyük pencereden bakarak değerlendirilmelidir.
İki, üç senedir, Türk topraklarının Rum istilasında olan kısımda, İsrail, MOSSAD’ın aktiviteleri var ve hareketleri hızlandı.
GKRK ne ambargo kaldırıldı ve adaya çok çeşitli silah sistemleri getirildi.
İngiltere’nin zaten üsleri vardı, şimdi bir de ABD üsleri kuruldu.
Terör örgütü EOK, benzeri örgütler, ufak ufak palazlanmaya başladı ve irili, ufaklı provokasyonlara başladı.
Hemen buradan bir uyarı yapalım!
Bekledim de gelmedin şarkısının ikinci mısrasını duyamadan, “O kadar yürekten çağırma beni, bir gece ansızın gelebilirim” i dinlemek ile kalmaz, acı acı izlemek zorunda kalırsınız!
Karşınızda ne eski Türkiye var, ne sizde Makaryos, Greyvas veya Samson!
Türk Askeri adada ve hiçbir şekilde Türk kanı akmasına müsaade etmez.
Kıbrıs neden önemli İsrail için?
Çünkü Kıbrıs çok hakim bir konumda, Kıbrıs’ı kontrol eden, bölgeyi kontrol eder ve ediyor da.
GKRK her ne kadar geri kalmış, kalkınamamış bir yer olsa da, kara para aklama cenneti olduğu için, uluslararası aranan kriminal suçluların ikametgahı olduğu için, Batı dünyası için önem taşımaktadır.
Rum istilası altında olan yerler için, “Gangsters Paradise” terimi cuk oturmuştur.
Türk kısmında ise hiç alakasız bir şekilde ve birdenbire parlayan bir kriz var.
Maalesef ve yine Atatürkçü kisvesi takıp, ortamı gerenlerin asıl niyetleri belli idi, ayan oldu;
“Türk Büyükelçisi defol, Türk Askeri defol!”
Şimdi, sen hem Atatürkçüyüm diyeceksin, hem de Türk Büyükelçisi defol diyeceksin, Türk Askeri defol diyeceksin ve dahi, KKTC feshedilsin Rum istilacıları egemen olsun diyeceksin, öyle mi?
Bu Atatürkçülüğün neresinde yazıyor, kaçıncı evresi?
Türk Milliyetçiliğine karşı çıkıp, İttihatçılık iddiasında bulunmak mı laiklik?
Tam da bu esnada, yani, adada bunlar olup biterken, CHP eski bir Yunan Başbakanını Türkiye’ye çağırıp, üstelik bir de Türkiye’ye zehir zemberek konuşturur ise, kim kiminle, bellidir, değil mi?
Nitekim, Türk Mukavemet Teşkilatını (TMT), kuran Fatin Rüştü Zorlu yu, Yassıada da, sözümona yargılayıp asan (Şehid eden) de CHP zihniyeti idi.
Adada Atatürkçülük kartı oynanırken, Yurtiçinde Özgür Özel ve şürekasının topyekun ve sadece aynı kartı oynaması tesadüf müdür?
Asla!
Tam tersi, çok kritik bir evrede, ne pahasına olursa olsun, Anavatan da da, Yavru vatanda da, kargaşa çıkartmak, asıl hedeftir.
Toplumu iç siyaset girdabına sokup, dünya da olup bitenleri perdelemek, Türk devletinin elini zayıflatmaktır.
“Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır!”
Bu sözü, bu sloganı boşuna söylemedik biz.
Hala Sultan zamanından beri ada İslam toprağı ve yüzyıllardır da Tük/İslam belgesidir.
Öyle üç beş kendini bilmez Batı uşağı zırvası yüzünden de bu hakikat değişmez.
Türk Ordusu 60000 askeri ile oradadır.
Adada mevcut olan bazı silah sistemlerimiz, Rum işgalcilerini ve dahi diğer ülkelerin askeri unsurlarının canlarını fena halde sıkmış ki, çarşaf çarşaf yazılar ile dert yakışıyorlar.
Onun için, sakın ha sakın, EOK terör örgütünü hortlatmayı aklınızdan bile geçirmeyin, rüyasını bile görmeyin.
Çünkü bu kez karşınızda Av tüfekli Mücahitleri değil, doğrudan Mehmetçikleri bulursunuz, ki bu sizin için hiç iyi olmaz.
Daha gık demeden gıdaklarsınız.
Bir gece ansızın gelebiliriz.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam