Ülkemiz çok politik bir ülkedir, hülasa milletimiz de.
Hele ki ellili, altmışlı yıllarda, yetmişlerin başlarında doğmuş bir nesil var ki... Ohoo, en Babayiğit siyasetçiye yakın siyaset dersi verir.
Öyle donanımlı insanlardır ki, velev ki ilkokul mezunu olsun, rahatlıkla bir partinin ilçesini, ilini yönetir.
Böyle bir milletiz biz.
Şimdi böyle millet varken, bu gerçekleri sürekli istismar edenler de olmaz mı?
Olur, oluyor da.
Müzmin muhalefet ve Ana muhalefet partisi, CHP.
Bugünlerde kuyrukları fena sıkıştı, yengecin kıskacındalar.
Başlarında, tarihte görülmemiş bir hırsızlık, rüşvet, şantaj, İrtikap ve terör soruşturması, dalga dalga gelen operasyonlar.
Bir diğer tarafında ise Terörsüz Türkiye projesi ve ellerinden alınan ekmek, dahi ittifak ortakları.
Kısacası bir parti için worst case, yani Cehennem provası.
Bir anda her şeyin elinden kayıp gitmesi.
Son olarak da bunlar yetmezmiş gibi, ele geçirdikleri belediyelerin, alayının çöküşü, ve hizmet namına hiçbir şeyin ortaya konulamaması.
Yani iktidar provasının kaybedilmesi.
Daha ne olabilir ki?
Ha, evet, müsait bir kitle var, ne kitlersen kitle, ne kadar saçma olursa olsun, sorgulamadan inanan bir kitle.
Ama o kitle bile homurdanıyor.
Tabii CHP için, dışarıya doğru bunların hepsi fasafiso.
Her fırsatta ortaya attıkları bir erken seçim meselesi var.
Gerçekten kazanabileceklerinden değil!
Daha fazla zarar nasıl veririz, onun hesabındalar.
CHP bunu hep yaptı, bir nevi ata sporu haline getirdi.
Seçimler olur, biter, kaybederler, iki gün sonra erken seçim isterler.
Her şartta ille de erken seçim isterler.
Ve aslında bu ülkeye en büyük kötülüğü ederler.
Neden mi?
Dedik ya biz çok politik bir milletiz.
Ülke seçim havasına girdiği anda, velev ki sadece muhtar seçimleri olsun, ülkede her şey alt üst olur.
Ekonomi dalgalanır, çünkü birileri, fırsattan istifade “hele bir önümüzü görelim” der.
Borsa çalkalanır (tabii birileri fena para kazanır), döviz yükselir, artık ne alakası varsa, fiyatlar fırlar, fırsattan istifade.
Şimdi soru şu;
Bir Türkiye Siyasi Partisi, ülkesini neden mütemadiyen tam da bu duruma sürüklemek ister?
Şu anki cazgırlıklarının nedeni elbette başka!
İmamoğlu suç örgütü diye bilinen yapının soruşturmasının üstünü örtmek, hele de dosya içeriğinin üstünü örtmek.
Ancak bu mızrak hiçbir çuvala sığmıyor, sığmaz artık.
Öyle hoplayıp zıplamayla, absürt bir şekilde, hiçbir geçerliliği olmayan imza kampanyaları ile, bu ülkede adalet sağlanmıyor.
İşte yarın çıkacak, öbür gün çıkacak martavalları da itirafçıları ve muhtemel itirafçıları korkutma çabasından başka hiçbir şey değil.
Hele bir de yeni söylemler var ki, evlere şenlik.
Yok efendim, Gabar da petrol çıkartmayın doğası bozulur.
İHA/SİHA/Savaş uçağı, savunma sanayii ürünleri yapmayın, satmayın, insanlar ölmesin.
Yahu bu kadar da Batı uşaklığı yaptığınızı belli etmeyin be birader.
Netice:
Sayın Cumhurbaşkanı açıkça, erken seçim meçim yok diyerek son noktayı koydu.
Zaten millet daha yeni, yeni son seçimlerden kendine gelmeye başladı.
Boşu boşuna milleti de ülkeyi de bu absürtlükte sınır tanımayan sebeplere bu atmosfere sürüklemenin hakkı yok.
Hele ki dünya çok kritik bir evrede iken, hiç gerek de yok!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam