Son günlerde Türkiye’nin dört bir yanından peş peşe gelen orman yangını haberleri, kamuoyunda derin bir endişeye neden oldu. Bursa’dan Karabük’e, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok ilde yeşil alanlarımız cayır cayır yanarken, yangınların çıkış şekli ve zamanlaması dikkat çekici bir hal aldı. Tam da bu noktada, haber merkezlerine düşen Beykoz’daki orman yangınına ait görüntüler ise adeta infial yarattı.
Sosyal medyada ve basın kuruluşlarında paylaşılan görüntülerde, Beykoz ormanlarına doğru meşale benzeri bir cisim ya da bir ateş topunun atıldığı açıkça görülüyor. Bu görüntü, yangının doğal yollarla değil, kasıtlı bir şekilde başlatıldığı yönünde güçlü şüpheler doğuruyor. Hal böyle olunca, yalnızca Beykoz değil; Türkiye’nin birçok noktasında eş zamanlı çıkan orman yangınlarının tesadüf olmadığını düşünmek artık zor değil.
Vatandaşın aklında tek bir soru var: Türkiye’ye karşı bir operasyon mu başlatıldı?
Bir yerlerde düğmeye mi basıldı? Ormanlarımız neden hedef alınıyor?
Bu sorulara henüz net bir yanıt verilebilmiş değil. Ancak gerçek olan bir şey var ki o da toplumun kafasının ciddi şekilde karışık olduğu ve bu yangınlara dair açıklamaların artık yetersiz kaldığıdır. Zira her yangın haberi, beraberinde yeni bir kuşku ve yeni bir tehdit algısı yaratıyor.
Artık devletin ilgili kurumları, yalnızca yangınları söndürmekle değil, aynı zamanda bu yangınların çıkış nedenlerini de titizlikle ortaya koymakla sorumludur. Eğer ortada bir sabotaj, yani kasıtlı çıkarılmış yangınlar söz konusuysa, bu olaylar “kamu düzenine karşı işlenmiş organize suçlar” kapsamında değerlendirilmelidir.
Kundaklama şüphesi varsa, bu ülkenin ormanlarını ateşe veren kimse, hangi yapı ya da odak olursa olsun, en kısa sürede tespit edilmeli ve adaletin önüne çıkarılmalıdır. Zira yanan sadece ağaçlar değildir; o ormanlarda yaşayan canlılar, bölge halkının geçim kaynakları, Türkiye’nin geleceği ve hepimizin ortak nefesidir.
Gün birlik olma günüdür. Herkesin üzerine düşeni yapması gereken bir dönemdeyiz. Siyasi hesaplar bir kenara bırakılmalı, bu yangınlara neden olan karanlık eller açığa çıkarılmalı ve milletin vicdanı rahatlatılmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, ormanlarımız milli servetimizdir. Onları yakmak, sadece doğaya değil, Türkiye’ye ihanet etmektir.