Son birkaç yılda çok fazla sayıda anlatmaya çalıştım:
İsrail-Amerika ve zaman zaman da İngiltere’nin dahil olduğu konsorsiyumun Ortadoğu dizayn faaliyetleri son İran saldırısıyla molaya geçti.

Hep vurguladım:
Halen İsrail güçleri Gazze’ye dönük saldırılara devam etse de; şimdilik bölgesel bazlı sıcak aksiyon yavaşladı.
Ama macera devam ediyor.
Sıra geldi Kafkaslara…
Gündemdeki ülkeler Rusya/Azerbaycan/Gürcistan ve tabi Ermenistan…

Rusya iki koldan ve şuana dek olduğundan neredeyse iki kat daha güçlü şekilde Ukrayna’ya saldırmaya başladı.
Adeta “dronlarla, sen benim uçaklarımı nasıl etkisiz hale getirirsin” dercesine hesap kesmeye başladı.
Rusya’yı bilirsiniz;
Kurumsal devlet geleneği olan bir ülke ve bu fonksiyonerliğinin avantajıyla birkaç cephede birden hem sıcak hem de hibrit savaş sürdürebilen bir kültüre sahip.
Gerasimov Doktrini denen doğrusal olmayan savaş stratejisiyle komşu ülkelerin kendinden bağımsız hareket etmesi karşısında o ülkelerin içini karıştırmakta son derece maharetli…

Ukrayna kısmını bir kenara koyup direk Kafkasya boyutuna bakarsak; Azerbaycan ve Ermenistan’la gerginlik had safhada…
İki Azeri vatandaşının Ekaterinburg’da başına gelenler ve ölümleri iki ülke ilişkisini iyice gerdi.
Azerbaycan buna iki Sputnik çalışanını Rus ajanı olduğu için tutuklayarak cevap verdi. Rusya bunun kabul edilemez olduğunu söylese de Azerbaycan her şeyi göze almışcasına katledildiğini söyledikleri vatandaşlarının intikamını almaktan/misillemesini yapmaktan geri durmuyor ve şimdilik durmayacak gibi de görünüyor.
Azerbaycan’ın bu misillemesinde İsrail’le Karabağ savaşında oluşturduğu iyi ve stratejik ilişkilerin/güçlendirdiği savunma mekanizmalarının de payını unutmamak lazım.

Burada hareketle;
Rus-Azeri ilişkileri diken üstünde desek abartmış olmayız.
Ama Kafkaslar’da asıl bomba Ermenistan’da patlayacak gibi…

Ermeniler… Oldukça ilginç/hayalperest/radikal ve terörize bir millet.
Diaspora Ermenileri hariç tabi…
Ekonomisi berbat halde ama burnundan kıl aldırmıyor.
Azerbaycan ve Türkiye düşmanlığı üzerinden beslenen radikal yapılanmalar adeta Ermeniler için tek vatanseverlik kıstası.
Bu durum karın doyuruyor mu? Tabi ki hayır ama gel gelelim Ermeni radikallerin gözü hala ve daima hiçbir şey görmüyor.
Düşünsenize; sürekli yağıp gürleyen Ermenistan, Azerbaycan’la yaşanan Karabağ savaşında, 44 gün içinde kağıttan kaplan olduğunu cümle aleme gösterdi.
Hiçbir varlık gösteremediler.
Amerika ve Avrupa’daki diaspora Ermenileri pek çok politikalarında baskı lobisi olsalar da; Ermenistan’da yaşayan Ermeniler gibi diplomatik akıldan uzak ve radikalize değiller. O yüzden de olabildiğine ve alabildiğine; Ermenistan’la bağlantılı gibi görünseler de Ermenistan devletine hakim olan fevri ve sivrilikten uzak yaşamayı tercih ediyorlar.

Şuanki durum:
Kafkaslarda kıvılcım sanki Ermenistan’da ve Paşinyan’a bir darbe veya suikast olarak çakılacak.
Neden?
Ermenistan realitesini gören Paşinyan yönünü Batı’ya döndü. Düşmanlık felsefesinin karın doyurmadığını ve bu gidişle ülkesinin permeperişan olacağının çok iyi farkında.
Sadece bu kadar da değil; Ermeni Anayasa’sını değiştirerek düşmanlık üzere kurulan Ermeni tanımlamasını değiştirmek istiyor.
Hatta öyle ki; 1914 Ermeni Tehcir Kanunu üzerinden oluşturulan kadim Türk düşmanlığının bile Rusya’nın politikası olduğu ve oluşturulan Ermeni-Türk düşmanlığı sayesinde Ermenistan’ı Rusya’nın kuklası yaptığı iddiasında…
Paşinyan’ın bu yeni politikası hem Rusya’yı ve hem de başta Taşnak komitesi olmak üzere Ermenistan’daki tüm radikalleri ziyadesiyle kızdırıyor.
Hatta dünden bugüne/son bir-iki yıl içinde Paşinyan’ı indirmek için birkaç darbe ve suikast girişiminin olduğu bile söyleniyor.
Öyle görünüyor ki; önümüzdeki günlerde kuvvetle muhtemel Ermenistan’da bir darbe veya Paşinyan’ın öldürülmesiyle sonuçlanan bir krizle birlikte önü alınmaz iç karışıklıklar başlayacak.
Bu durum aynı zamanda Azerbaycan’ın da huzursuzlanmasına ve istim üstünde kalmasına sebebiyet verecek.
Keza Gürcistan ve diğer Kafkas cumhuriyetleri de bu durumdan etkilenecek; zaten dondurulmuş kriz bölgesi diye tanımlanan bölge daha da karışacak.
Buna kim sevinecek? Görünürde tabi ki Rusya ve İran ama işin arka planında yeni dünya düzeninin kurucuları Güç ve Akıl Sahipleri var.
Amaçları ne?
Rusya’yı zayıflatmak ve Kafkasya batağına saplayarak başını kaldırmaya fırsat bırakmamak.

İşte tam bu esnada, son zamanlarda kazandım edasına zafer naraları atan İran’da da iç karışıklıkların başlaması hiç sürpriz olmaz.
Mesela; Tahran Üniversitesinde öğrenci olaylarının başlaması veya hiç umulmadık bir anda İran üst yönetiminden birilerinin öldürülmesi veya büyük bir limanın patlatılması yahut da İran ekonomisine büyük hasar verecek bir rafinerinin bombalanması gibi…

Sonuç:
Sıra Kafkasya’da…
Önümüzdeki günlerde gözünüz hemen yanıbaşımızdaki Kafkasya’da olsun.
Ve çok muhtemeldir ki ilk Ermenistan karışacak.
Ermenistan’ın karışması ise domino etkisi gösterebilir ve tüm Kafkasya karışabilir.
Ülkemiz yöneticilerinin de bu durumu dikkate alan senaryo ve politikalar üzerinde çalıştığına eminim ve inanıyorum.


Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.