İran’ın Bender Abbas şehrinde liman patlaması veya neden patlatıldı?

İran’ın Bender Abbas şehrinde liman patlaması veya neden patlatıldı?

Tarihler 4 Ağustos 2020’yi gösterirken Beyrut Limanı patladı.
Öyle bir patlama ki;
Beyrut’un yarısından fazlası/Zaten sıkıntı içinde olan Lübnan ekonomisi ve bölge lojistiği perişan oldu.
“Patladı mı? Patlatıldı mı?” diye sormaya bile gerek yok; tabi ki patlatıldı…
Neden peki?
7 Ekim 2023’de, Hamas’ın İsrail’e saldırısıyla başlayan sürece ve sonrasında yaşanan ilginç ve tehlikeli gelişmelere bakmak yeterli…

Mesela;
Gazze’nin haline bakın,
İsrail’in, Lübnan ve Güney Lübnan’da Hizbullah referanslı operasyonlarına bakın,
Hemen akabinde Suriye’de Esad Rejiminin devrilmesiyle sonuçlanan ve devam eden sürece iyi bakın…
Bu kadar mı? Değil tabi ki…
Tüm bunlar olurken, güya helikopteri düşen ve ölen İran Cumhurbaşkanı/Tahran’ın en güvenlikli yerinde öldürülen Hamas lideri/Liderleri başta olmak üzere Hizbullah’ın tüm üst düzey komutanlarının öldürülmesi de cabası…
Hele de, aynı anda 2700 Hizbullah yetkilisinde bulunan telsizlerin patlatılması tüm yaşananların bir plan ve organizasyon dahilinde olduğunu çok iyi gösteriyor.

Unutmadan,
Son bir ay içinde İsrail ve Amerikan konsorsiyum uçaklarının Yemen’e gerçekleştirdiği 800 civarı hava saldırısını da yabana atmamak lazım…
Demek ki neymiş; Beyrut Liman saldırısı bir şeylerin güçlü bir başlangıcıymış…

Geldik günümüze:
Bender Abbas…
İran’ın en büyük liman kenti…
Geçen Cumartesi burada Şehit Recai Liman’ında büyük bir patlama oldu.
Öyle ki hala söndürülemediği/Hasarın boyutunun ne olduğu/Nelerin patladığına dair somut bir durum yok.
Ama kuvvetle muhtemel ki; bölgede kolu-kanadı budanan/hamisi olduğu terör örgütleri nezdinde bile bir itibarı kalmayan İran’ın, füze/balistik füze yapımında kullanmak için Çin’den ithal ettiği kimyasalların patladı, imha edildi.
Patlamayı kimin yaptığını herkes biliyor ama kimse söylemiyor.
Üstelik,
Bu patlamanın Amerika ile İran arasında nükleer silah müzakeresi yapılırken olması da ayrı bir manidarlık…

Burada bir parantez açayım:
Netenyahu üç ayda iki kez Amerika ziyareti yapıyor ve Trump’la görüşüyor.
Trump, Netenyahu’ya sandalyesini çekip oturtacak kadar özen içinde…
Ama aynı Trump diyor ki:
“İran’la nükleer müzakereler iyi gidiyor. Aslında ben İran’ın iyiliğini istiyorum. Eğer uzlaşmazlarsa mahvetmekten de kaçınmam…”
Trump ve İran’ın iyiliğini istemek; Sizce de ne kadar inandırıcı…

Arkadaşlar!
Aldığım duyumlar/gözlem ve okumalarım çerçevesinde gördüğüm şey şu: Amerika-İsrail ortaklığı kesinlikle İran’a karşı bir harekata girişecek.
Şuanda bunun taşları döşeniyor.
Şu aşamada Amerika işin PR’ını oluşturmak için görüşme falan diyerek algı operasyonu yaparken; İsrail, yaptığı stratejik vuruşlarla İran’ı etkisizleştirme sürecini başlattı bile…
Bender Abbas’daki liman patlaması da bunun en büyük nişanı…
Çünkü
Bu liman ve bu liman şehri, hem İran savunmasının hem de İran’ın petrol gelirinin kalbi…

Diğer bir husus:
Hem Amerika hem İsrail, İran’a bilindik savaş yöntemleriyle saldırmaktan ziyade; daha noktasal/daha az maliyetli ama daha etkili bir stratejik tercih içinde…
Mesela;
—Zaten elektrik krizi yaşayan İran’ın elektrik şebekesini devre dışı bırakmak,
—Petrol üretimine darbe vuracak noktasal saldırılar yapmak,
—Nükleer tesislerini vurmasa da; nükleer faaliyetleri için gereken lojistiği kesmek,
—En etkili askeri ve siyasi kişileri suikastla ortadan kaldırmak,
—Tüm bu ve başkaca vuruşlarla İran ekonomisini daha büyük bir krize sokarak; İran halkının ayaklanmasını sağlamak…
—Son tahlilde; bırakın nükleer silah/balistik füze üretimini; İran yönetimine sokakların kontrolünü bile kaybettirmek…

Buradan hareketle özetleyecek olursak:
İsrail şuanda İran sınırına erişmiş vaziyette…
Nasıl?
Suriye’nin Golan Tepelerinde zaten bir varlık sahası oluşturmuştu.  Esad’ın devrilmesiyle birlikte/son birkaç ay içinde hemen yanındaki Dera kentinde de hakimiyet oluşturdu. Artık Suriye’nin güneyinden doğuya giden bir koridorla YPG bölgesine rahat ulaşıyor.
Biliyorsunuz; YPG bölgesi ise Kuzey Irak’a sınırdaş. Kuzey Irak’ta ise Barzanilerle kurulan ilişki çerçevesinde İsrail varlığı çoktandır güçlü bir şekilde zaten var.
Dolayısıyla,
Kuzey Irak vasıtasıyla İran sınırında demek, son derece makul…

Bu arada,
Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Karabağ savaşında İsrail-Azerbaycan arasında kurulan stratejik işbirliğini de sakın gözardı etmeyin.
Bu sayede İsrail Azerbaycan’da kalıcılaştı ve İran’ı kuzeyden gözetleme/çevreleme imkanına kavuştu.
Son birkaç gün içinde gerçekleşen, İsrail’in Azerbaycan ziyaretini de bu açıdan değerlendirin derim…

Sonuç olarak:
“Amerika’nın İran’la yaptığı nükleer müzakereler oyalama, İran saldırı hazırlıkları şahane” desek hiç de abartmış olmayız.

Belki alakasız gelebilir ama bence alakasız diye bir şey yoktur.
—Bazı Avrupa ülkelerinde yaşanan elektrik kesintisi,
—Hindistan-Pakistan arasında gerginliğin tavan yapması,
—Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Trump’tan Putin’e uyarı yapılması,
—Amerika’nın küresel vergi yaptırımları konusunda geri adım atraksiyonları,
—Hatta Azerbaycan’ın, Türkiye-İsrail ilişkileri için arabuluculuk yaparım demesi,  —Ülkemizde yaşanan yeni çözüm süreci girişimleri devam ederken, Suriye’de/YPG bölgesi Kamışlı’da Kürtlerin çalıştay yapması gibi hususlar… Bunların hiçbirisi, birbirinden alakasız/spontane ve kendi konseptinde oluşan tesadüfi gelişmeler değildir…



Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Ertan Karaman
    Kaleminize sağlık
  • Adem
    Çok keyifli yazılarınız kaleminize sağlık
  • Erdem
    Elinize sağlık çok iyi olmuş
  • FIRAT G.
    KALEMİNE SAGLIK REİSİM
  • H. A.
    İran'da bir futbol takımı. Traktör. Dünyada en çok taraftarı olan Türk takımı olarak tanıtılıyor sosyal medyada. Taraftarları bozkurt işareti yaparak, "Ne mutlu Türküm diyene" diye bağırıyor hep bir ağızdan. Bu takım yeni kurulmadı. Ama birkaç aydır gözümüze sokuluyor. Sonunda diyeceğiz ki burada bizim insanlarımız var. Sanki Amerika bizim kamuoyunu hazırlıyor ki İrana beraber girelim
  • Yılmaz
    Haklısınız gerçeklikle çok örtüşmüyor ama İsrail'in kutuluş mantığı ve hedefi bu. O nedenle bölge için daimi sorun kaynağı ve olmaya da devam edecek. "İnsan Sayısı" Siyonistler için sadece Yahudileri ifade eder, diğerleri yok da olabilir ya da kötüleşir
  • Hasan P.
    Tebrikler mükemmel tespitler
  • Bulgurlu
    Kaleminize sağlık selam ve dua ile Başkan'ım
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet