Suriye'nin kaderi iki eski teröristin eline mi kaldı yoksa?

Özellikle bölgemizi/Ortadoğu’yu ve hatta dünyanın muhtelif yerlerinde yaşanan askeri/siyasi ve ekonomik olayları anlamanız için bir şeyler anlatacağım.
Küresel gelişmeleri belirleyen ve hükmeden güçler var.
Bizim ülkemizde, genelde “Dış Güçler/Batılılar” denir.
Başka bir ülke Emperyalistler,
Diğer bir ülke Büyük Şeytan falan diye kavramsallaştırır.
Somutlaştırarak söylersek kimler bunlar?
En başta tabi ki Amerika,
Sonra İngiltere başta olmak üzere Batılı devletler,
Sonra Rusya,
Sonra, sessiz ve derinden yürüyen bir Çin…
Bu yaklaşım doğru mu peki?
Düz mantıkla ve görünüşe bakarak söylersek; evet doğru…
Ama… Ama’sı var.
İşin içyüzü ve “aslında ne oluyor/kim ne yapıyor/kim kime ne yaptırıyor” bağlamında bakarsak,
Ki bakmak zorundayız; işte o zaman eksik bir tespit olduğunu görürüz.
Eksik olan nedir?
Küresel bazda yürütülen “Kusursuz bir Planı” sadece Amerika, sadece İngiltere, sadece Avrupa ülkeleri ve sadece Rusya/Çin üzerinden izah etmeye çalışmak en büyük eksikliktir.
Hep dediğim gibi; yine diyorum ki:
Hepsinin üstünde olan ve belirleyiciliği hepsini aşan bir Güç ve Akıl Sahipleri var.
Bunu görmeden/farkına varmadan küresel denklem çözümlemesi yapmak doğru sonuç vermez ve eksik analize yol açar.
Buradan hareketle,
Bahse konu büyük güçleri de aşan güç ve akla sahip olanların işleyiş sistemine dair size bir örnekten bahsedeceğim.
Hem de hemen yanı başımızdan/Suriye’den…
Konuya kitabın ortasından gireyim:
Suriye’nin kaderi iki eski teröristin elinde…
Nasıl yani demeyin; aynen öyle.
Birisi Devlet Başkanı Ahmet Eş-Şara
Diğeri Rojowa bölgesi/SDG Komutanı Mazlum Abdi…
Bundan sonra söyleyeceklerimi iyi dinleyin!
Mazlum Abdi
Kandil’e gidip PKK’ya katılıyor,
Öcalan’ın, “manevi oğlum” diyeceği kadar önem verdiği birisi.
Kandil/Kuzey Irak/Türkiye’nin Güneydoğu bölgesinde çeşitli faaliyetlerde bulunduktan sonra 1997’de biraz da diplomasi göreviyle Avrupa’ya gönderiliyor.
2003’de yeniden Kuzey Irak’a dönüyor.
Ve sonra,
Suriye İç savaşıyla birlikte, adres Kuzey Suriye/Rojowa bölgesi…
Ondan sonra ne yapıyor?
Amerika ve Batılı güçlerle birlikte İŞİD’e karşı mücadele birlikleri oluşturuyor.
Bu ona ne kazandırıyor?
Amerika ve Batının kabul ettiği stratejik bir ortak…
Bunun sonucu olaraksa: yavaş yavaş terörist kimliğinden müttefik kişiliğe hızla ilerliyor.
Ahmet Şara
Suriyeli olmasına rağmen 2003-2004’lerde Colani adıyla Irak El Kaide’sine katılıyor.
Mazlum Abdi’den 15 yaş küçük olması hasebiyle; Abdi, PKK’nın Mahmur Kampında yönetici konumda iken; Colani, henüz genç bir El Kaide militanı…
Ahmet Şara/Yani o tarihlerdeki ismiyle Colani, 2006’da Amerikan güçlerince yakalanıyor ve Ebu Gureyb zindanına atılıyor.
Sonra,
Ne zaman ve nasıl çıktığına dair rivayetler muhtelif ve şaibeli olmasına rağmen Suriye İç Savaşının ilk yıllarında bir şekilde Amerikan kontrolündeki Ebu Gureyb’den çıkıyor ve Suriye’ye geçiyor.
Yani,
Aşağı yukarı her ikisi de aynı tarihlerde Suriye’de…
O tarihlerde,
İkisi de hala uluslararası terörist listesinde yer alıyor.
Sonra,
Colani, El Kaide’nin Suriye kolu olan Nusra Cephesini kuruyor.
O hengamede bile ABD pas geçmiyor ve Küresel Terörist listesinde Colani’nin başına 10 milyon dolar ödül koyuyor.
Ama öte yandan,
Başta Türkiye olmak üzere ABD ve tüm Batılı ülkeler nezdinde hala terörist listesinde olan bu ikili, farklı bir yapılanmaya giriyor ve kendi kişisel kariyerlerinin temelini atmaya başlıyorlar.
Mazlum Abdi, belki de PKK’nın Avrupa görevi esnasında kurduğu bağlantılar sayesinde, Suriye’nin Rojova bölgesinde; PKK ile beraber gibi ama aynı zamanda PKK’dan bağımsız görünümlü, kendine/Suriye’ye özel hakimiyet organizasyonunu kuruyor ve her geçen gün, ABD/İsrail ve Batılılarla müttefikliğini ilerletiyor.
Bugünün Şara’sı/o günlerin Colani’si ise,
Suriye’ye gelir gelmez kurduğu Nusra’yı feshederek El Kaide’den uzaklaşıyor ve HTŞ Cephesi’ni oluşturuyor.
Bu süreçle birlikte,
Colani’nin, ABD başta olmak üzere Batılı güçlerle görünür olmasa da; esaslı bir ilişki ve iletişim içine girdiğini görüyoruz.
Artık Colani İdlib’de, Mazlum Abdi Rojova’da Esad Rejimine karşı mücadele eden iki büyük organizasyonun lideri…
Ama halâ ikisi de terörist…
Yaklaşık 7-8 yıl,
Mazlum Abdi, ABD’li müttefikleriyle birlikte gizlemeye ihtiyaç duymadan,
Colani ise, kapalı bir kutu gibi/derinden derine ABD ve İngiliz müttefikleriyle işbirliği içinde hazırlık yapıyor ve adeta bugünler için oryantasyon eğitimi alıyor.
Bu zaman zarfında,
Belki de Suriye’deki Sünni çoğunluk dikkate alındığı için; Şara, Suriye Devlet Başkalığına,
Mazlum Abdi ise Kuzey Suriye/Rojova Özerk bölgesi liderliğine hazırlanıyor.
Kendi kendilerine değil; birileri tarafından hazırlanıyorlar…
Ve malumunuz;
Aralık-2024; Esad devriliyor…
Artık ikilinin birisi Devlet Başkanı, diğeri fiilen öyle olmasa da Rojova Kürt Özerk bölgesi başkanı…
Bu noktada,
Görsel imajlama da ihmal edilmiyor:
Colani artık Ahmet Şara ve cihatçı kıyafetleri çıkartmış takım elbise ve kravatlı,
Mazlum Abdi, Kürt askeri kıyafetini çıkartmış; kravatsız ama takım elbiseli…
An itibariyle fiili durum nedir?
Son 20 yıl,
İdeolojik olarak birbirinden farklı ama maceraları oldukça benzer olan ve aslında, yolları aynı odağın rahle-i tedrisinden geçme noktasında kesişen iki eski terörist Suriye’nin kaderini belirleyecek…
Şimdi söyleyin bana;
Tüm bu gelişmeler ve gelinen nokta tesadüf veya sadece herhangi bir ülke telkiniyle olacak kadar basit mi?
Sabır/çok çalışma ve plan gerektiren bu sürecin, son derece akıllı bir organizasyonun ürünü olduğu aşikar değil mi?
Aslında durum, hem oldukça girift ama hem oldukça da basit/sade/yalın.
Hani,
Anadolu’da “Zalimden alim, alimden zalim doğabilir” diye bir söz var ya; aynen o misal…
Elinoğlu da,
Sahip olduğu güç ve akıl sayesinde; mağdurdan savaşçı, savaşçıdan terörist, teröristten meşru lider çıkartıp; eski terörist liderleri bir ülkenin kaderini belirleme noktasına getirebiliyor.
Yeniden soruyorum:
Hala her şeyin tesadüfen mi olduğunu düşünüyorsunuz?
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.