Galiba ezber bozuldu…

İki önemli husus…
Ak Parti’yi hep kazandıran… Erdoğan’ı Winner yapan… İki ana nokta…
Birisi beslenme kaynağı… Diğeri ise iddiası.
Nedir bunlar?
Beslenme kaynağı:
—Terör tehlikesi,
—Başörtüsü sorunu,
—Ekonomi,
Her seçim öncesi… Yeni bir libasla sunulur… Negatif ve pozitif propagandanın ana menüsü olurdu.
Misal:
—Bu CHP teröristlerle kol kola… Biz gidersek terör hortlar…
—Bu CHP başörtüsü düşmanı… Biz gidersek başörtülü kızlarımız yine mağdur olur…
—Ekonomiyi biz düzelttik… Bu CHP elit ve seçkincidir. Biz gidersek ekonomi yine berbat olur…
Buradan hareketle;
Bahçeli’nin de iteklemesiyle… Terör sorunu sona eriyor.
Başörtüsü sorunu… Kim gelirse gelsin; geri döndürülemeyecek noktada ve gündemden çıkmış vaziyette…
Ekonomi ise… Ak Parti iktidarlarının hiçbir devrinde görülmemiş ölçüde berbat… Ve düzelme beklentisi de maalesef diplerde…
Bu ne demek?
Ak Parti’nin beslenme kaynakları bitmiş demektir.
İkinci kısma gelince…
Yani ana iddiasına:
3Y Formülü… Yasaklarla/Yolsuzlukla/Yoksullukla Mücadele…
Adeta beslenme kaynağı ile iddia yer değiştirmiş…
Adeta “Mücadele” kelimesi kadrodan çıkartılmış… Bu üç kötülük, AKP tarafından yeniden tanımlanıyor gibi…
Üçü de had safhada ve sahada…
Neredeyse, kompozisyon tam olarak şöyle:
“Döveriz dövdürmeyiz severiz sevdirmeyiz be arkadaş!
“Yasaklar/Yolsuzluk/Yoksulluk” üçlemesi bizim icadımız… İster mücadele ederiz, ister müzakere; işimize geldiği gibi istifade ederiz. Kime ne!..
Düne dair ne varsa; dünle gitti ey halkım!.. Günü kotarmak/İktidarda kalmak için; dünü inkar da olsa, tepe tepe kullanmak lazım!..”
Nereden Nereye…
***************
Amerika’nın Ankara Büyükelçisi Tom Barrack
İlginç şeyler söylüyor…
İzmir’de Osmanlı Devletini anıyor… Bir milletler topluluğu olduğunu söylüyor,
Sonra PKK’nın silah bırakmasından… Ve YPG’nin de bir PKK türevi olduğundan bahisle; YPG’ye gözdağı veriyor.
Soru şu:
Somut bir şeyler oluyor ama aslında ne oluyor?
Acaba,
Sovyetler Birliği ve Komünizm gerekçesiyle… Yeşil Kuşak çerçevesinde oluşturulan ideoloji merkezli yapılanmaların sonu getiriliyor… Ve “İsrail dostları veya düşmanlık beslemeyen Yeni Nesil Ümmetçilik” mi sahne alıyor ki?..
*****************
Erdoğan’ın Tarihi Konuşması
Evet, oldukça önemli bir konuşmaydı…
Ama öyle tarihi veya detaylı bir konuşma değildi.
Kahir ekseriyeti son Meclis Grup konuşmasından farksızdı…
Söylenmemiş neyi söyledi?
Birincisi;
Türk-Kürt-Arap birlikteliği ve önemi.
ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack ve Erdoğan… Farklı anlatımla ikisinin de aynı zaman diliminde aynı şeyi demiş olması oldukça manidar…
İkincisi;
İktidar-MHP-DEM Parti’nin yol arkadaşlığı
Terörsüz Türkiye banko… Demokrasi ve hukuk pas…
Terörsüzleşmeye dair… En faziletli kelimelerle iştah ve heyecanını aktardı ama sürecin gerektirdiği demokratikleşme mükellefiyetinden büyük bir itina ile kaçındı.
Meclis’te komisyon kurulacak falan filan… Ama fasulyeden. Sırf prosedür tamamlansın diye.
Çünkü
“İktidar-MHP ve DEM Parti” üçlemesine… Oluşan işbirliği ve ahenge “biz bize yeteriz” vurgusu…
Başta CHP olmak üzere… Diğer partileri yani Türkiye’nin yüzde 55-60’lık kesimini bir nevi yok sayma…
Tabir caizse… “Sen-ben, bir de bizim oğlan…” kabilinden…
Bir de dikkatimi başka bir şey çekti.
Terör üzerinden istismar…
Şöyle dedi:
“Terör eylemlerinden, terör tarafındakiler nemalandığı kadar terör karşıtı gibi görünenler de nemalandı.
Milleti istismar ettiler. İstikrarsızlığı körüklediler.
Terör saldırılarından kendi kirli emellerine rant devşirmeye yeltendiler.
İşte onlar bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor.
Çünkü rant kapıları kapanıyor, çünkü çıkarları zedeleniyor, çünkü tezgahları bozuluyor, çünkü ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar…”
“Milleti istismar ettiler” sözünü duyunca…
Elimde olmadan acı acı gülümsedim ve aklıma daha iki sene önceki bir olay geldi.
Kılıçdaroğlu ile Karayılan’ı birlikte şarkı söyleten montaj klip…
Hani, Sayın Erdoğan da 2023 seçimleri mitinglerinde defalarca izletmişti… Ve seçimden iki gün önce kendisi de “montaj veya değil” diye montaj olduğunu kabul etmişti ya… İşte o klip…
Acaba,
Benim aklıma gelen bu yaman çelişki… Reis’in metin yazarlarının aklına gelmedi mi?
Yoksa bilinçli şekilde yazıp da… İstismar etmek de eleştirmek de “bizim müktesebatımız” diye mi düşündüler?
Erdoğan’ın bugünkü konuşmasının bana göre asıl önemi şu:
Kerhen… İstemeye istemeye de olsa… Bahçeli’nin istediği noktaya gelinmiş olmasıdır.
Nedir bu?
Devlet Aklı… Raison D'etat… Hikmet-i Hükümet…
Sokak diliyle; Erdoğan için sonun başlangıcı…
10-15 sene önceki Bahçeli’yi hatırlayın:
“Tekeden süt çıkmaz Erdoğan’dan da Cumhurbaşkanı olmaz” diyecek ölçüde hasımken,
İp atarak; “Hadi, bebek katili Öcalan’ı as o halde” noktasındayken;
Şuanda, Erdoğan’la Öcalan’ı aynı çizgide hizalamayı başardı.
Hep derdim:
Partilerin rengi gridir. Son tahlilde birinin diğerinden farkı yoktur.
Devlet olgusuna en yakın olanlarsa… MHP ve DEM Parti’dir…
Buyurun… Manzaraya kendiniz bakın…
****************
Günün Sözü
En çok çalışan… En çok manipüle eden… En çok trol besleyen… Gazetecileri iktidarın “yılmaz neferi” yapan… Ve hatta bu yüzden “Goebbels” damgası bile yiyen, o iken;
İlk azledilen… Günah keçisi seçilen ve hemen affa mazhar edilen yine o oldu…
O halde,
Fahrettin’in suçu ne?
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.