Gürsel Tekin demiş ki:
“Ortada bir cenaze var,
O cenazeyi kaldırmayalım da koksun mu?”
Bunu duyuca,
Çok güldüm valla…
Aklıma,
TRT’de yayınlanan “Gassal” dizisi geldi.
Bir an dizinin mahkemelik olduğunu,
Mahkemenin,
Gassal Ahmet’i azledip; Gürsel’i, gassal tayin ettiğini sandım.
Yok yok,
Ben yanlış anlamışım,
Ölen İstanbul-CHP imiş, TRT’de dizi ölmezmiş…

Peki,
Mahkeme kararında ne demiş, ne demiş?
“Ey Gürsel!
Çok aradık, araştırdık ama senden daha tekinini bulamadık.
Sen ki;
Çekirdekten yetişme 42 yıllık CHP’lisin.
Kabını kalaylamayı çok iyi bilen, her devrin adamısın.
Doğuştan yetenekli ve fıtri bir gassalsin!
Bu yüzden CHP’ye, ilk pamuğu sen tıkamalısın...
Bu senin hakkın…”

Vallaha mı,
Mahkeme böyle mi demiş?
Yani,
Mealen böyle demiş…

Peki,
Gürsel, aslan gibi kükreyip,
3-4 ay önce Cansu Çamlıbel’e dediği gibi şöyle dememiş mi?
“Ey Mahkeme!
“Hakiki hiçbir CHP’li kayyımı kabul etmez, Kemal Bey de etmez!"
Yok,
Dememiş…
Ve,
3-4 ay önce,
Cansu Çamlıbel’e söylediği cümleyle de çeliştiğini düşünmüyormuş…
Nasıl nasıl?
Yani o cümlede… “Hakiki CHP’li kayyımı kabul etmez” dedim; “Kayyım olmayı kabul etmez” demedim diyormuş…
Kaldı ki,
Kendisi… “Hakiki CHP’li…” betimlemesinin de üstünde bir yerdeymiş.
Kendisi,
Tıpkı… “Öz Urfalı Kebap Salonu” gibi,
“En hakiki/Öz hakiki CHP’li” imiş…
Adalet Bakanı’nın sürekli söylemesi sayesinde “çok bağımsız ve tarafsız” olan ve bu sayede; sınırsızlıkta sınır tanımayan İstanbul Yargısı,
Böyle bir görev tevdi edince;
Nasıl karşı gelebilirdim diyerek,
Bırakın şeriatın kestireceği parmağı; kendi kolumu bile kesmeye hazırım demişmiş…
O yüzden farz-ı kifaye olan bir görevi,
Yani,
CHP’ye pamuk tıkama,
Ve cenazeyi kokutmadan defnetme vazifesini kabul etmiş.
Hatta demiş ki:
Yatıp-kalkıp bana şükretsinler…
Başka biri gelseydi; pamuksuz gömer, mezara da işerdi!
“Hastir Ulan!
Sana ne oğlum! Kokarsa koksun…
Senin baban da mı gassaldi de pamuk tıkamaya gönüllü oldun!
At yalanı öpeyim inananı!” diyemedin mi?
“Olsa olsa…
Sen,
Cenazenin… Altın dişini, kıyafetini, yüzüğünü araklamak için... Defnetmeye talip olursun!
Yoksa mahalle koksa; umurunda olmaz… Saçını taramaya devam edersin” diyemedin mi oğlum!

Bir de,
“Kimseyi üzmek istemem. Partiyi bu duruma ben getirmedim”  demesi yok mu; insanın, saçını başını yolası geliyor.

Valla var ya; aslında bu CHP’nin yatacak yeri falan yok.
Cenazesi koksa yeridir,
Toprak bile kabul etmese haktır…
Adı G, soyadı T ile başlayan böyle G.T’leri… İl başkanı filan yaparak bir yerlerini kaldırıyorlar ya; yeminle, ne yaşıyorlarsa hak müstehak diyesim geliyor içimden…

Acaba diyorum,
Bu CHP’nin…
Makus kaderi mi böyle...
Hangi kazığı sivriltiyorlarsa… O kazık, dönüyor dolaşıyor; gassal kılığında pamuk tıkamak için CHP’nin kapısını tıktıklıyor…

Adama bak ya!..
Artık kedini nasıl bir yer ve konumda görüyorsa;
“Partiyi bu duruma ben getirmedim” diyebiliyor.
Ulan!
Tabi ki sen getirmedin…
Getiremezdin de…
Senin, ne kapasiten ne karakterin, CHP’yi birinci parti yapmaya yetmezdi ki…
Yetmedi de zaten…
İktidara koltuk değneği olmanın hazzıyla; içmeden sarhoşluğun dibine vuruyordunuz…
Şimdi bir de kalkıp,
Ağzın dolu dolu; “42 yıldır CHP’liyim” diyerek; CHP’siz Türkiye isteyenlerle beraber,
İktidar olmaya ilk defa bu kadar yakınlaşan partiye; kefen giydirmeyi ve götüne pamuk tıkamayı kendine hak görüyorsun!
Yahu birazcık, azıcık, azın da azı; utanma olsa…
Haysiyet olsa, şeref olsa,
Böyle bir durumda,
Bırak, kayyım-gassal olmayı; adının geçmesine bile isyan eder,
Yerin dibine geçer,
Kendi yüzüne tükürürdün…

Şaka bir yana,
Yazık, çok yazık…
Tanrı, kimseyi Gürsel Tekin’in düştüğü pozisyona düşürmesin diyeceğim ama boşuna demiş olacağım.
Çünkü gerçekte ne isen osundur…
Cilalı imajlar, süslü laflar bir noktaya kadar kamufle eder.
Ancak kimi kritik anlar vardır ki; turnusol kağıdı gibidir,
İhanete müthiş bir gerekçedir…
İşte o anlarda,
Şapka düşer maske iner,
Sadece kel görünmez; tüm şeytani düşünceler ortalığa dökülür.
Ve şüpheye mahalsiz anlaşılır ki;
Harlasan da harlasan… 42 yıl da kaynatsan…
Katran yine katranmış,
Adamın damarında dolaşansa, müptezel bir kanmış…

Ama ne yazık ki;
Bu işler böyledir işte…
Dün parlattığın dişler,
Döner gelir seni dişler…
Dün, adam payesi verdiğin kırıntıcılar,
Gün gelir,
Seni gömmeye gönüllü adaydırlar.
Dün, yetki verdiğin kifayetsizler,
Bugün gelir,
Hasmınla birlik olur; seni, ölmeden mezara koymaya kalkar…

Son Dakika
Gassal Gürsel…
Geliyor İl Başkanlığına…
“7-8 gündür bekliyoruz; cenaze kokmak üzere,
Geldik cenazeyi defnetmeye...” diyor…
Devletin polisiniz zaten işi gücü yok…
Şuanda Türkiye’nin tek sorunu; CHP İstanbul İl Başkanlığının cenazesi…
Beş bin polis Gassal Gürsel’e eşlik ediyor.
“Gerekirse,
Bu partiyi polislerle bile idare ederim” edasıyla,
Şöyle haykırıyor:
“Şerefim üzerine emin ederim ki; şu etrafta, bana yuh çeken binlerce kişinin bir tanesi bile CHP’li değil…”
Artık olmayan şey üzerine nasıl yemin ediliyorsa…

Bu arada iktidara da bir çift söz:
Bu kadar mı düştünüz, bu denli mi aciz haldesiniz de; bu manzarayı yaşatıyorsunuz bu ülkeye!..
Yaşanan şey; rezaletin en dibi…
Akıl alır gibi değil,
Okulların başladığı şu günde; koskoca İstanbul kilit halde ve ülke gündem bu olaya kilitlenmiş vaziyette…
Elin oğlu… Cümle alem g.tüle gülüyor bize; farkında mısınız Efendiler!
Bu ayıp da,
Gassal Gürsel’den önce; şu rezaleti yaşattığınız için siz iktidara yeter de artar bile!
Sebebi neydi ki?
Ne anladık Yurdagül?..

Bu kadar rezil bir hengame yaşanırken;
Ya iktidar yanlısı televizyonların haline ne demeli…
Vallahi tam bir komedi…
Gülmeden edemedim…
Sanki ülke Suriye… Şehir Şam… Mekan, Esad’ın ele geçirilen sarayı,
Güvenlik güçleri, HTŞ gibi… Gürsel Tekin ise Feth-i Mübin mimarı Ahmet Eş-Şara…
Tek eksik;
CNN Türk savaş muhabiri Fulya Öztürk,
Ve Şükür Namazı…
İvedilikle,
CHP İl Başkanlık odasını mescit yapıp; görüntü verilirse,
Her şey tamam olur,
Ve artık,
Bekle bizi CHP Genel Merkezi…