Isınan su siyaseti ve mücrimlerin(!) malum akıbeti…

Isınan su siyaseti ve mücrimlerin(!) malum akıbeti…

Fatih Altaylı tutuklandı…
Şaşırdım mı?
Tabi ki hayır…
Hatırlayın; şaşırmayı, Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde bıraktım demiştim…

Ruşen Çakır iki yaklaşıma dikkat çekip… Üzüntü verici olduğunu söylüyor:
—Tutuklanmasa şaşardım… Zaten bekleniyordu…
—Oh olsun… Hak etmişti… Ya ne olacaktı ki…


Evet,
Üzül üzül ama şaşırma Ruşen, hiç şaşırma…
Bu toprakların suyunda var; muhaliflerin, muhalif seslerin suyunu ısıtma geleneği…
Eleştirenleri gözaltına almak, sürgüne göndermek, hapse tıkmak…
Hain ve ihanet yaftası… Bu toprakları rutini…
Padişah… Vezir… Cumhurbaşkanı… Başbakan…
Sağcısı solcusu… İslamcısı Seküleri hiç fark etmeksizin… Gelen gideni hep aratıyor… Öncekilere hep rahmet okutuyor!..

Devir Abdülhamit devri…
Namık Kemal… Sürgüne gönderilmedi mi?
Devir Atatürk devri…
Sabahattin Ali… Sinop Cezaevine tıkılmadı mı? Orada yazdığı “Dışarda deli dalgalar/Gelip duvarları yalar/Seni bu sesler oyalar/Aldırma gönül, aldırma!” şiiri hala dillerde değil mi…
Devir 1960 sonrası…
Cem Karaca… Can Yücel… Necip Fazıl… Daha niceleri…
Devir 1980/Kenan Evren devri…
Biri sağdan biri soldan denilerek… Yüzlercesi, yaşına başına bakılmadan… Eşitlemeci anlayışla içeri tıkılmadı mı ve hatta ipe gönderilmedi mi?..

Korku iklimi yaratmak…
Bu toprakları genetiğinde var…
Mehmet Akif’in, Milli Marşımıza “Korkma” diye başlaması bile… Sizce tesadüf mü?

“Suyun ısındı…” siyaseti…
Her devirde vardı ve suyu ısınan “mücrimler”, her devirde cezaya hep müstahaktı!

Geçmişi bırakalım…
Yahu… Daha dün vefat eden Sırrı Süreyya Önder’e bakın…
Daha 19-20 yaşındayken/1980’de hain… Ve hapis…
90’lı yıllar… Geçim derdinde… Sanatçı ve yazar…
Yıl 2013… Çözüm süreci… Sırrı Süreyya, devlet onaylı aktif figür…
2015’de milletvekili…
Yıl 2018… Sırrı suçlu ve doğruca Kandıra F Tipi Cezaevi…
Adam hasta ama kimin umurunda…
Çıkıyor hapisten… Yeniden vekil ve Meclis’i yönetiyor…
Sonra “Terörsüz Türkiye Süreci” başlıyor…
Sırrı Süreyya yine başat aktör…
Ve acı son… Vefat… Türk bayrağına sarılı tabut…
Devlet Bahçeli bile… Fotoğrafından yanağını okşayarak başsağlığı diliyor…

Demem o ki:
Şaşırmaya hiç gerek yok…
Bu topraklarda…
Kimin ne zaman hain ne zaman kahraman olacağına,
Kimin suyunun ne zaman ısınacağına,
Kimin hapse tıkılacağına… Kimin sürgüne gönderileceğine veya kimin ev hapsine konulacağına,
Kimin omuzlarda taşınacağına… Sadece ve sadece devletlüler/mevcut yönetim ve konjonktür karar verir…
Hep de böyle olagelmiştir maalesef!

O yüzden,
Fatih Altaylı’nın suçu şu imiş/bu imiş… Geçin bunları…
Altaylı’nın suçu çok okunmak… Çok dinlemek… Ve çok ses getirmektir…
Şu anda olansa… Cezaya suç aramaktan başka bir şey değildir.
Amaç nedir?
“Altaylı bile tutuklandı… Herkes ayağını denk alsın… Ağzınızı açarken dikkatli olun…” mesajıdır…

Kemal Tahir’in Atatürk’e yapılan İzmir Suikastını anlattığı “Kurt Kanunu” kitabında geçen şu kısım oldukça manidar:
Suikast sonrası sürek avı başlamıştır…
Suikast vesilesiyle muhalif tüm İttihatçılar bitirilecektir.
Evinde saklandığı Emin Efendi Kara Kemal’e soruyor:
—Kemal! Sen içimizde en akıllısı idin… Böyle bir şeye neden ve nasıl bulaştın?
Kara Kemal:
—Bu işte ben yoktum… Hatta yapmayın diye ısrar ettim.
Ama biz… Mustafa Kemal’le tarihin örneğine şahit olmadığı bir kurtlar boğuşmasına girdik ve yenik düştük.
Kurtlukta düşeni yemek kanundur…

Galiba… Şimdi de modifiye edilmiş böyle bir süreç yaşanıyor…
Bir nevi Kurt Kanunu…

Altaylı tutuklu ama programı devam ediyor.
Altaylı’nın yerinde boş bir koltuk var…
Az önce baktım… Boş koltuk videosu bir buçuk milyon izlenmiş… Sonuncu ise henüz 4 saat olmasına rağmen 250 bini geçmiş…
Yani izleyici sayısı düşmediği gibi artıyor bile…
Bence…
Koltuğa da soruşturma açılsın… Polis gönderilip sabah ezanıyla gözaltı yapılsın… İfadesi alınsın… Ve tutuklanıp Silivri’ye gönderilsin…

Bugün olanları en iyi özetlemesi bakımından…
Son söz Altaylı’nın eşinden:
“Bazen hapse girenlerden olmak, hapse atanlardan olmaktan bin kat iyidir.
Çok şükür!”


TrajiKomik
RTÜK, Fatih Altaylı’nın programına “72 saat içinde lisans al” diye ihtar çekmiş…
Yahu Muhteremler!
Adam tutuklandı… Programdan geriye boş koltuk kaldı…
Neyin ihtarı bu…
Ne oldu? Boş koltuğun bile izlenmesi bu kadar mı korkuttu nihayet…

Gelin bir uyarlama yapalım:
Altaylı’dan RTÜK Başkanı’na... Sezen Aksu şarkısıyla…
Ben senin hayatından gittim be oğlum
Hadi, koltuğumu da hapset edebilirsen…


Ben senin kâbusun olurum be oğlum
Hadi, koltuğumdan da kurtul, kurtulabilirsen…


Ben, seni uyarmaktan bıktım be oğlum
Hadi bakalım, rahat uyu uyuyabilirsen…


Ben seni madara ettim be oğlum
Hadi, ol eskisi gibi olabilirsen…

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet