Nasıl bir ulus?

Halil Cibran’dan…
Ne yazık o ulusa ki…
Bir urba giyer; kendi dokumaz,
Bir ekmek yer; kendi hasat etmez,
Ve bir şarap içer; kendi testisinden akmaz.
Ne yazık o ulusa ki…
Zorbayı kahraman diye alkışlar ve gösterişi, fatih cömertliği sayar.
O ulusa ne yazık ki…
Rüyasında küçümsediği tutkuya uyanıkken boyun eğer.
Ne yazık o ulusa ki…
Bir cenaze töreninde yürürken sesini yükseltmez, yıkıntılar içindeyken bile övünür,
Ve ensesi kılıçla kütük arasına uzanırken ayaklanmaktan geri durur.
Devlet adamı bir tilki,
Düşünürü bir hokkabaz,
Sanatı yamama ve taklit olan o ulusa ne yazıktır…
Ne yazık o ulusa ki…
Yeni yöneticilerini borazanlarla karşılar
Ve yalnızca bir diğerini borazanla karşılamak için eskisini yuhalayarak uğurlar…
Ne yazık o ulusa ki…
Parçalara bölünmüş,
Her parçası kendini bir ulus sanır…
Kurallar…
Siz kurallar koymayı çok seversiniz, ama kuralları bozmayı daha çok seversiniz.
Tıpkı okyanus kıyısında sabırla kumdan kuleler yapan, sonra da kahkahalarla onları deviren çocuklar gibi…
Saraylar…
Biz size saraylar inşa ederiz, siz bize mezarlar kazarsınız…
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.