Bu iş artık kabak tadı verdi

Biz neler yaşıyor, yaşamaya mecbur bırakılıyoruz, Allah aşkına?
Gün geçmiyor ki, İmamoğlu suç örgütü ile alakalı yeni skandal bilgiler, bulgular, görüntüler ortaya çıkmaya dursun.
Hem de öyle yenilir yutulur cinsinden değil.
Bunların hepsinin karşısında ise, saçma sapan, deli zırvasına yakın savunma çabaları görüyor ve düşünüyoruz;
Bunlar milleti aptal mı sanıyor, kendilerini çok mu akıllı sanıyor, yoksa her ne kadar saçma sapan da olsa, bunları yapmaya mecbur bırakacak bir mekanizma mı var?
Ama bu yaşanan son dalga ile, gerçekten de bu iş kabak tadı vermeye başladı çünkü bir şekilde, bambaşka mecralara evriliyor sanki.
Her aranan yerden milyonlarca lira para çıkmasına alıştık.
Yüzlerce, binlerce şirket kaşesi çıkmasına alıştık, ne de olsa profesyonel bir para aktarma örgütü ile karşı karşıyayız.
Ama arkadaşım, 15000 mermi nedir?
Jummer teçhizatları nedir?
Bu suç örgütü, sadece suç örgütü değil de, arkasında bambaşka bir amaç mı var?
FETÖ vari bir teşkilat ile mi karşı karşıyayız acaba?
İmamoğlu ve şürekası, bir nevi paralel devlet mi kurdu, kurmaya çalıştı/çalışıyor?
Bir Belediye başkanı, neden çift jummer cihazı ile dolaşır?
Devletin polislerini nazı mekanlara aldırmaz?
Kameraları bantlatır?
Özgür Çelik, suikast korkusu ile özetlemeye çalışsa da, bu hem kendi içinde çelişki üstüne çelişkili, aynı zamanda da, eşyanın tabiatına ters.
- Ciddi bir suikast tehlikesi olsa, buna zaten devlet müdahale eder, gerekli güvenlik önlemlerini alır.
- Böyle bir çekincesi olan kişi, devletin Polisini neden binaya almaz?
- Suikast/saldırı çekincesi olan biri, neden kameraları bantlatır?
- Jummer cihazlarını öyle her önüne gelen, her yerde kullanamaz, hele de bir otelde hiç kullanamaz.
Sahi, nerden geldi jummerler?
Kıytırık bir Belediye Başkanı, hangi devlet güvenliğini ilgilendiren şeyleri konuşuyor olabilir ki, dinlenmekten koruma ihtiyacı duysun?
Görevi icabı böyle bir şey yok.
Acaba yürüttüğü onca illegal ve kriminal faaliyetlerin ortaya çıkmasından korktuğu için olabilir mi?
Ortada tüm bu acayiplikler varken, artık suçların sabit olduğu, %99 belli olmuş iken, halen savunmak, ne tür bir fanatizm?
Maalesef bunun tarihte ve tarihin en karanlık bölümlerinden birinde, Hitler Almanyasında gördük.
Her türlü kirliliği, suçu, insanlık suçlarını gören, bilen, ve fakat, apaçık ve gerçekten de en son ana kadar savunulunan bir Hitler ve Nasyonal Sosyalizim dikte rejimindeki fanatikliği görüyoruz maalesef.
İdeolojik körlük ve saplantılar ile haksızlık, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, yolsuzluk, rüşvet, PKK’ya yardım ve yataklık bile hoş görülecek ise savunulacak ise bu ideolojide bir sakatlık olduğu besbelli değil mi?
Korkarım, bu meselenin altından daha çok pis kokular çıkacak.
Çünkü gün geçtikçe ortaya çıkanlar, 560 Milyarın, buz dağının sadece görünen kısmı olduğu gibi duruyor.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.