Saçmalamanın da bir sınırı olmalı

Maalesef yine iç siyaset, hoş siyaset demeye de 1000 şahit lazım da yazmak durumunda kaldım, çünkü artık bu kadar saçmalığa, hatta absürt zırvalarına tahammül etmek mümkün değil.
Gelen gideni aratırmış derlerdi, meğer ne kadar da doğru imiş.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve gaflarını özler olduk resmen.
Özgür Özel, CHP’nin başına gelebilecek en yanlış seçimdir ve büyük bir felaket olarak karşımıza çıktı.
Başta makul, akılcıl olarak ortaya çıktı, ancak bu tavırlar, derin CHP yi ve dahi marjinal tabanı çok, ama çok rezil etti.
Şimdi ise Özgür Özel, çok yönlü eleştiriler altında ve her eleştiri haklı.
Birincisi, İmamoğlu patronu ve Özgür Özel diyet ödemek için, siyasi hayatına zar atıyor.
İkincisi, Özgür Özel çok sinsi, İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu’nu bitirdi, şimdi İmamoğlu’nu bitiriyor, sırada Yavaş var, sonra meydan ona kalacak.
Üçüncüsü ise Özgür Özel otokontrolünü kaybetti, bodoslama girişiyor, cahilce ve bilinçsiz iş yapıyor.
Bana göre hepsi doğru.
Fakat ben özellikle de, 19 Mart’tan sonra, kullanılan dile, ortalığa atılan saçmalıklara değinmek istiyorum, çünkü artık vahim boyutlara ulaştı.
1- Darbe söylemi
Darbe, dünyanın her yerinde, seçilmiş hükümetlere karşı, asker tarafından yapılan, antidemokratik, zorba, gayri kanuni işleme denilir.
Sivil darbe diye bir şey olamaz, çünkü buna ayaklanma ve devrim denilir.
Henüz aday bile olmamış ve de olamayacak olan bir kişiye darbe yapıldı söylemi, absürtlükte nirvanadır, hiçbir şekilde akıl, mantık ile bağdaşmaz.
Hükümet, devlet darbe yapmaz, daha çok darbeye maruz kalır.
Bir siyasi partinin Genel Başkanı, bu söylemi kullanıyor ise ya akli melekeleri yerinde değildir, veyahut da amacı salt kaos çıkarmaktır.
Kaldı ki, bu ithamı kullandığı kişi, darbe girişimine maruz kalan birisi ise, bu zırvanın da ötesinde bir konudur.
2- Cuntacı söylemi
Özgür Özel, ya siyasi ya da tarihi ya da her ikisinin de zır cahili olması lazım ki, kendi partisinin, cuntacı geçmişini unutmuş olmalı.
Yakın siyasi tarihimizde, CHP cuntacılara her zaman alkış tutmuş, hatta cuntacılar sayesinde iktidar yüzü görmüştür.
Sadece Yassıada gerçekleri, CHP’nin cuntalar ile iç içe olduğunun açık ve net belgesidir.
Bu yüzden, Cunta konusunda en son konuşabilecek parti CHP dir.
3- Hak, hukuk, özgürlük söylemi
Ortada devasa boyutlara oluşan bir davalar zinciri var.
- İrtikap
- İhaleye fesat karıştırma
- Yolsuzluk
- Rüşvet
- Şantaj
- Suç örgütü kurmak ve yönetmek
Terör örgütü ile işbirliği
- Kurultay şaibeleri
100 üstünde sanık, binlerce dosya delil.
Gelelim en can alıcı tarafına...
- Suçları işleyenler CHPli
- Şikayetçi olanlar CHPli
- İfşa edenler CHPli
- Gizli/açık tanıklar CHPli
Ama, CHP ye göre, suçlu AK Partisi, Türk yargısı!
Arkadaşım, siz iyi misiniz?
Böyle bir saçmalık olabilir mi?
Yargı, önüne gelen her şikâyeti değerlendirir, araştırır, soruşturur, kovuşturur, yeterli suç belirtisi, delil var ise de gereğini yapar.
Her tarafında CHPlilerin olduğu bir meselede, suç/suçlu nasıl olurda başkaları olabilir?
Bunu akıl/mantık çerçevesinde nasıl izah edebilirsiniz?
Ve velev ki bu olayların hepsi asparagas, o zaman buyurun, yargıda aklanın, on kaplan gücünde çıkın.
Bu millet de sizin suçsuz olduğunuzu görsün, sonra gereğini yapsın.
Yani gerçekten masum olan bir siyasetçiyi/siyasi parti için bulunmaz bir fırsat, değil mi?
Demek ki değil, çünkü CHP, tüm zerresi ile yargılanmaya karşı çıkıyor.
Dahası, hiç kimse kalkıp, “yok böyle bir şeyler olmadı” diyemiyor, yargılayamazsınız diyor.
Yani, biz ne edersek edelim, ama siz bizi yargılayamazsınız!
Affedersiniz ama, bu kibrin dikalası, insanüstü, kanun üstü olduğunu sanmak, demokrasilerde hastalıklı bir ruh halidir.
Tamamen CHP’nin iç meselesi olan bir şeyin, haftalardır tüm ülkeyi, negatif bir şekilde meşgul etmesi kabul edilebilir bir şey değildir.
Hülasa, CHP Genel Başkanının, sokak kabadayısı gibi, kaldırım ağızı ile, devlete, yargıya, Bu Devletin en yüce makamına ve sahibine, yargı mensuplarına, bakanlarına hakaret etmesi, küfür etmesi de, asla ve kat’a kabul edilemez.
Bu dil, zehirli bir dildir ve ne devlet, ne de milletin menfaatine, asla değildir.
Derhal düzelmesi elzemdir.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Nadir Ateş