Murat Yılmaz

Murat Yılmaz

Tasfiye/mi?

Tasfiye/mi?

Neredeyse 50 yıllık bir terör döneminden geçtik.
Onbinlerce Şehid, trilyon dolarlık bir zararımız oldu.
Buna rağmen, bu ülke ayakta kaldı, son 23 yıldır atağa geçti, son on yıldır ise, terör ile mücadelede adeta destan üstüne destan yazdı.
Terör örgütü, tarihi kayıplar verdi ve en önemlisi, bu kayıpları tekrar telafi edemedi.
Pkk’ya, yurtiçinde eylem yapma, öbeklenme yolları kapandı!

Dünya konjüktürü değişti!

Eski dostları etkisiz kaldı, ya da Pkk’yı sattı.
Lojistik tükendi, para akışları neredeyse bitti.
Etki alanları daraldıkça daraldı.
Türk silah sistemleri öyle bir seviyeye geldi ki, hangi kategoride olursa olsun, elebaşları kafalarını mağaralarından çıkamaz hale geldiler.
Çünkü çıkarttıkları anda, enselerinde füze patlıyor!
Tüm bu gerçeklerin içinde, ki daha Suriye ye değişmedik bile, İmralıdaki Apo denilen köpek, ortaya çıkıp, tasfiye sürecini ben halledeceğim diye sivrildi.

Yesinler!

Kaç senedir içeride olan, örgüt üzerinde aslen hiçbir etkisi kalmayan, sadece sembolik bir figür haline gelmiş bebek katili, iki laf edecek ve terör elebaşları bunu dinleyecek?
Kusura bakmasın kimse de, bu masalı kreş bebesine anlatsanız kandıramazsınız!

Sarsılmaz gerçekler karşısında, mecburi bir hamleden başka bir şey değil!

Nedir bu gerçekler?
Yukarıda belirttiklerimizin dışında,
Türkiye’nin artık bir süper güç olması.
Askeri bakımdan, yenilmez bir orduya sahip olması ve dahi Savunma sanayii bakımından, dünyanın lider ülkelerinden olması.
Bölgede ise mutlak hakimiyeti kurmuş olması!
Avrupa’da bir çöküşün var olduğu ve eski hamilerinin ancak kendi dertleri ile uğraşabildikleri ve oldukça zorlandıkları.
Çok güvendikleri ABD’nin ise stratejilerini 180 derece değiştirmiş olması.
Bu liste uzar.

Elbette ki, bölgedeki sosyolojik ve demagojik yapının değiştiği gerçeği de ana sebeplerin başında gelir.

Bu değişim kendiliğinden gelmedi.
Bir açılım süreci yaşandı, ve bölge halkı, kimin sulhu bozduğunu iyi gördü.
Hendek kalkışmasında, bizzat ve bir kere daha, çok acı bir şekilde de tecrübe edildi.
Fakat, önemli bir faktör, soft power dediğimiz şeydir.
Yani yumuşak güç, yani top, tank tüfek değil, tam tersi.
Bu gücün en önemli unsuru ise, kayıtsız şartsız Diyarbakır Anneleri ve altı yıldır sürdürdükleri eylemdir!

Bu Annelerin, herhangi bir güç, cebir kullanmadan icra ettikleri eylem, gücünü haklı olmalarından geldiği için de, bölgeye dalga, dalga yayıldığı gibi, işte yukarıda bahsettiğimiz demagojik ve sosyolojik değişimin de temel taşı oldu.
Bu ara, bağlı olduğum müessese bu eyleme, en başından beri, çok yönlü destek verdi.
Gerek onursal başkanımız Sayın Cengiz Aygün, gerek şahsım, gerek ise Diyarbakır temsilcimiz sevgili Mehmet Aslan, ilk gününden beri bu eylemin destekçileri olduk, hatta belki başlamasına vesile olduk.
Bu benim için bir gurur ve şeref vesilesidir.

Bugün sevgi pıtırcığı diye ortaya çıkan DEM Partisinin hangi mensubu, gerek yaşan, gerek ölmüş olan, bu Annelerin yanına gidip diyalog kurmayı denemiştir acaba?

Hemen cevaplayayım, hiçbiri!
Sadece onlar değil, çok demokrat, özgürlükçü geçinen CHP, bu Annelere hiç uğradı mı?
Hayır, ama tehdit etmekten, duygu sömürüsü yapmaktan geri kalmamışlardı.
Şimdi sevenlerimiz, dostlarımız soruyor;
“Bu konuyu nasıl okuyabiliriz, hangi tavrı takınalım, inansak mı?”
Ben de diyorum ki, temkinli olarak beklemek gerek.
Çünkü bu tasfiye meselesini biz daha önce gördük.

PKK gitti, KCK geldi, SDG geldi, YPG, PYD, PEJAK ve bilmem daha hangi harf kombineleri varsa ortaya çıktı!
Ha, o zaman ki Türkiye yok, dünya da o eski dünya değil.
O zaman çektikleri numarayı, bu kez çekebilirler mi?
Çekemezler.

Ben şahsen, sahadaki unsurlarımız, “Evet, silahlarını teslim ettiler, kendilerini yok ettiler” diyene kadar, bu meseleyi ittihat ile izleyeceğim.
Ne demişler, sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer, o misal işte.

Elbette ki devletime sonuna kadar güveniyorum!

Bu süreci başlatan, hatta siyasi hayatına zar atarak başlatan Sayın MHP lideri, Dr. Devlet Bahçeli ye, müteşekkirim.
Hülasa, hiç çekinmeden süreci alan, yöneten, Sayın Cumhurbaşkanına ve emeği geçen herkese de.
Terörsüz bir Türkiye, ama aynı zamanda Terörsüz bir Suriye, Irak ve İran da gerçekten de arzu ettiğimiz bir durum.
Bunun için elini, hatta gövdesini taşın altına koyana, bir kez daha, bir Şehid yakını ve bizzat vakti ile oralarda bulunmuş biri olarak saygı duyuyor, teşekkür ediyorum.
Ancak karşımızdaki tarafın kim olduğunu, kimlerin güdümünde olduğunu da iyi biliyor, ve onların türlü oyunları olduğunu da biliyorum.
Temkinli olmamın sebebi bu.

Ve kimse kalkıp da bana bu tasfiye meselesini bir lütuf olarak satmaya da çalışmasın.
Elleri mecbur, hepsi bu!


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet