Geçtiğimiz günlerde CHP’ye yakınlığıyla bilinen, hatta yıllardır bu partiye gönül vermiş bir gazeteci olan Yılmaz Özdil’in sözleri siyasetin gündemine adeta bomba gibi düştü. Özdil’in, “Papa’nın Müslüman olma olasılığı, Özgür Özel’in CHP’yi başarıya götürme olasılığından daha yüksek” sözleri, sadece bir ironi değil; aynı zamanda bir itiraf, bir hayal kırıklığı ve bir uyarı niteliği taşıyor. Üstelik bu uyarı, CHP’nin en sert muhaliflerinden değil, tam aksine partiyi destekleyen bir kalemden geliyor.

Demek ki durum vahim. Çünkü bu sözler, sadece bir köşe yazarı fikri değil, tabanda ve hatta partiye yakın entelektüel çevrelerde oluşan genel kanaatin bir yansıması. Yani CHP’ye gönül verenler bile Özgür Özel’den umutlarını kesmiş durumda.

Peki neden?

Çünkü Özgür Özel, göreve geldiği günden bu yana ortaya koyduğu tutumlarla “liderlik” kavramını doldurmakta ciddi biçimde zorlanıyor. Hatta zorlanmakla kalmıyor; her fırsatta “çapsızlığını” gözler önüne seriyor.

Seçimlere 3 yıldan fazla bir süre varken, ülkenin siyasi gündemi her gün yeni krizlerle şekillenirken, bir genel başkanın tek derdinin Cumhurbaşkanı adayını şimdiden açıklamak olması ne anlama gelir? Hele ki, bu açıklama; yasaların açıkça belirlediği “Cumhurbaşkanı seçilme şartları”na aykırı bir isim üzerinden yapılmışsa?

Hukuk ne diyor? Cumhurbaşkanı olabilmek için üniversite mezunu olmak şart. Peki Özel’in ısrarla ismini dillendirdiği kişinin üniversite diploması ne durumda? Yargı kararıyla iptal edilmiş! Buna rağmen Özgür Özel, çıkıp her platformda bu ismi parlatmaya, propagandasını yapmaya devam ediyor.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!

Düşünebiliyor musunuz? Partinizin önünde uzun bir zaman varken, seçim stratejisi, ekonomi politikası, kadro yapılanması, yerel yönetim vizyonu gibi hayati konular yerine, hukuken sakıncalı bir aday üzerinden siyaset kurguluyorsunuz. Bu, sadece siyasi vizyonsuzluk değil; aynı zamanda partiyi ve muhalefeti bile bile zora sokmak anlamına geliyor.

Türkiye’de muhalefetin en büyük sorunu, iktidar karşısında güçlü bir alternatif sunamaması. Halkın güvenini kazanacak, ülkeyi yönetme ehliyetini gösterecek bir duruş sergileyememesi. CHP’nin başındaki isim bu tabloyu tersine çevireceğine, adeta daha da kötüleştirecek hamleler yapıyor.

Yılmaz Özdil’in sözleri bu yüzden önemli. Çünkü bu çıkış, Özel’e muhalif cepheden değil, tam da içerden geliyor. Parti tabanında oluşan kırılma, artık açık açık dillendiriliyor.

Sonuç olarak, eğer CHP, böyle bir yönetim anlayışıyla yola devam edecekse, Yılmaz Özdil’in ironisi sadece bir espri olarak kalmaz; siyasi tarihe bir tespit olarak geçer. Ve gerçekten de Papa’nın Müslüman olma ihtimali, CHP’nin Özgür Özel’le iktidar olma ihtimalinden yüksek olur.