"Suçluydu da neden sustunuz?"

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, uzun yıllardır Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yerel yönetimlerdeki en güçlü isimlerinden biriydi. Yerel seçimlerde aldığı yüksek oy oranlarıyla CHP’nin Ege’deki kalelerini koruyan bir figür olarak öne çıktı. “Topuklu Efe” lakabıyla halk arasında sembolleşmiş, hem kadın hem de yerel siyaset açısından güçlü bir profil çizmişti.
Ancak bugün tablo bambaşka… Çerçioğlu, CHP’den istifa etti ve AK Parti saflarına geçti. Bu karar, Aydın siyasetine bomba gibi düştü. Ve ne hikmetse, daha düne kadar el üstünde tutulan, mitinglerde alkışlanan, parti vitrininde gururla gösterilen Özlem Çerçioğlu, istifasının hemen ardından adeta hedef tahtasına oturtuldu.
CHP’nin genel başkanından, il başkanına; belediye meclis üyelerinden, parti örgütündeki çeşitli isimlere kadar “dakika bir, gol bir” misali sert açıklamalar geldi. Ağza alınmayacak ifadeler, ima dolu suçlamalar, “zaten sorunluydu” havası estiren beyanatlar… Bir anda “kahraman başkan” yerini “istenmeyen kişi”ye bıraktı.
Peki soruyorum:
- Madem Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu bu kadar suçluydu, neden bugüne kadar sustunuz?
- Elinizde somut deliller vardıysa neden yargıya taşımadınız?
- Neden disiplin kuruluna sevk etmediniz?
- Halkı bilgilendirmek yerine neden üzerini örttünüz?
Bu soruların cevabı, Türkiye’de siyasetin kirli gerçeğini gösteriyor: İşinize geleni sahiplenir, işinize gelmeyeni yerden yere vurursunuz.
---
CHP İçindeki Hizipçilik
CHP’nin kendi içinde uzun yıllardır süregelen klikler ve hizipler, birçok başarılı ismi siyaseten tüketti. Parti içindeki gruplaşmalar, çoğu zaman iktidar mücadelesi uğruna kendi kadrolarını harcamaktan çekinmedi. Özlem Çerçioğlu örneğinde de benzer bir tablo karşımıza çıkıyor.
Parti içinde bir grup, Çerçioğlu’nun güçlü yerel tabanını ve bağımsız siyasi duruşunu tehdit olarak gördü. Bu hizipler, yıllardır CHP’nin sadece rakip partilerle değil, kendi içindeki güç odaklarıyla da mücadele ettiğinin en somut kanıtı. Çerçioğlu’nun AK Parti’ye geçişi, sadece bir parti değiştirme değil, bu iç savaşın sonucudur.
---
Aydın’daki Yerel Siyasi Rekabet
Aydın, Ege’de siyasetin en çetin geçtiği şehirlerden biri. CHP’nin kalesi olarak bilinse de, AK Parti’nin yıllardır kırmak istediği bir üstünlük söz konusu. Özlem Çerçioğlu’nun halkla kurduğu doğrudan iletişim, yerel yatırımlar ve sosyal belediyecilik hamleleri, onun Aydın’daki konumunu pekiştirdi.
Bu güçlü yerel liderliğe rağmen, parti içi destek zayıfladığında rakip partiler için fırsat doğdu. AK Parti, uzun süredir Aydın’da siyasi dengeyi değiştirecek bir hamle arıyordu; Çerçioğlu’nun transferi bu anlamda stratejik bir kazanım oldu. Ancak burada da ironik bir durum var: AK Parti, yıllardır sert şekilde eleştirdiği bir ismi bugün bağrına basıyor.
---
Sonuç: Çifte Standart ve Siyasi Ahlak Sorunu
Özlem Çerçioğlu’nun AK Parti’ye geçişi, sadece bir yerel yönetici transferi değil, Türkiye siyasetinin çifte standart ve etik krizinin aynasıdır. CHP, kendi başarılı belediye başkanını hizip kavgalarına kurban ederek kaybetti. AK Parti ise dün sert şekilde eleştirdiği ismi bugün sahiplenerek çıkar siyasetine bir örnek daha ekledi.
Asıl mesele şu: Eğer suçluyduysa neden sustunuz, masumduysa neden şimdi karalıyorsunuz?
Bu sorunun cevabı verilemediği sürece, halkın siyasete olan güveni her geçen gün biraz daha eriyecek. Çünkü halk, bu ikiyüzlü tavırları unutmaz. Dün övdüğünüzü bugün yerden yere vurmanız da, dün eleştirdiğinizi bugün göklere çıkarmanız da siyasi hafızada kalır.
Türkiye’nin ihtiyacı, parti rozetine göre değişmeyen bir adalet anlayışı ve çıkar hesaplarına göre eğilip bükülmeyen bir siyasi etik anlayışıdır. Ne yazık ki Aydın’da yaşanan bu gelişme, bu anlayıştan ne kadar uzak olduğumuzu bir kez daha gösterdi.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.