ABD-Çin gümrük vergisi mücadelesinin Dünya ekonomi ve ticaretine muhtemel etkileri

ABD-Çin gümrük vergisi mücadelesinin Dünya ekonomi ve ticaretine muhtemel etkileri

Bütün dünya ABD-Çin arasında 2 Nisan 2025’ten bu yana yaşanan karşılıklı İlave Gümrük Vergisi beyanlarını büyük bir dikkat ve titizlikle izlemektedir. Tüm ekonomi ve ticari kesimler nefesini tutarak Çin’in ABD’ye nasıl cevap vereceğini, ne şekilde reaksiyon göstereceğini ayrıntıları ile izlemeye gayret ediyor.

ABD’nin geçmişte görülmemiş ilave Gümrük Vergisi oranları karşılığında Çin dünya ticaretindeki öncü konumuyla soğukkanlılığını muhafaza ederek, tüm ticari kesimleri kısmen sakinleştirme gayreti içerisinde görünmektedir. Trump her gün farklı bir beyanatla %185 oranlarına varan ilave gümrük vergisi uygulamasını duyurmaktadır. Ayrıca, 185 ülkeye yönelik içerisinde Kanada, Meksika, AB gibi ABD’nin büyük ticari ortaklarının bulunduğu ülkelere yönelik %10-50 arasında değişen ilave gümrük vergisi uygulama kararını ise şimdilik 90 gün süreyle erteledi.

Nitekim veriler 10 Nisan 2025 tarihinden bu yana Çin limanlarından ABD’ye yönelik tek bir konteyner dahi yüklenmediğini göstermekte. Fakat bu durum Çin’in uygulanan ilave gümrük vergileri nedeniyle dünya ticareti liderliğinden vazgeçtiği anlamına gelmemektedir.  

Karşılıklı beyan sürecinde Trump son olarak, "Pekin'den bir telefon bekliyoruz" ifadesinde bulundu. Gelinen noktada ABD’nin, Çin’le karşılıklı müzakereyle ortamı yatıştırma yönünde bir izlenim vermektedir. Bu ifadeden Trump’ın karşılıklı restleşme ve el yükseltmeyi daha fazla devam ettirmek istemediği anlaşılmaktadır. Trump ilave vergisi uygulamasıyla ABD’yi zengin edeceğine, bütçe açıklarını kapatıp ABD’yi istikrara kavuşturacağına inanmaktadır. Ancak, görünen o ki bunun çok kolay olmayacağını Trump da fark etmiş durumdadır.

Son açıklamalarda Trump, Çin den yapılacak ithalata ilave %145 Gümrük Vergisi ilan etmiş iken, Çin ise, ABD’ye %125 ilave Gümrük vergisi uygulanacağını belirtmiştir. ABD’nin uyguladığı vergi mevcut vergilerle birlikte %185 seviyesine ulaşmış bulunmaktadır. Dünya ticareti ilk defa %150-200 civarında ilave gümrük vergisi uygulaması ile karşılaşmış olup, bu durumu taşıyamayacağı ayrı bir gerçekliktir.  Dünya ticaretinden toplamda %30 pay alan bu iki ülkeyi çıktığımızda, BM’ye kayıtlı geriye kalan 191 ülke ise dünya ticaretinin serbestleşmesi ve kendi paylarını artırma yönünde gayret göstermektedir. Hele bu ülkelerin büyük bir kısmının gelişmekte olan ülkeler, Uzak Doğu Asya ülkeleri ve 54 Afrika ülkesi olduğu, AB üyesi 27 ülkenin büyük bir çoğunluğu ve Gümrük Birliği kapsamındaki Türkiye’nin de mevcut Gümrük Vergisi mücadelesinden etkilenmeyecekleri savı büyük bir yanılgı olur.

Bugün dünyada birçok gelişilmekte olan ülkede istikrar, üretimde devamlılık ve kalkınma, ancak ihracat yolu ile mümkün olabilmektedir. Büyük bir çoğunluğunda sermaye, tüketim, nüfus yetersizliği gibi önemli faktörler istikrarsızlık unsuru olarak önümüze çıkmaktadır. Bu ülkelerin önceliği olan, ihracatta istikrar ABD-Çin arasındaki gerilimden menfi yönde etkilenecektir. Bu etkinin sadece ekonomi ile sınırlı kalmayıp üretimin daralmasıyla işsizlik, gelir yetersizliği gibi önemli sosyal sorunların da başlıca kaynağı olabilecektir.

Pekin’in bu süreçte ABD’yle zorla müzakere masasına oturmak gibi bir yaklaşımının olmadığı gözlenmekte olup, mutedil bir şekilde ortamın sakinleşmesini beklediği söylenebilir. Nitekim ABD, Çin'den akıllı telefon, dizüstü bilgisayar ve diğer bilgisayar ekipmanları ithalatında önemli istisnalar ve Gümrük Vergisi muafiyeti getirdiğini ilan etti. Buradan ABD ekonomisi ve üretici kesimin bu yeni sürece hazırlıklı olmadığı, ABD’de birçok alanda üretimin Çin’den gelecek ham madde veya komponentlere bağlı bulunduğu, hatta önemli ABD’li firmaların Çin’de üretim yaparak ürünlerini ABD piyasasına sunduğu (Elen Musk’ın Tesla’sı veya Apple’in iPhone’si gibi) bilinen ayrı bir gerçeklik.

Pekin ve Washington arasında karşılıklı restleşmenin sona erdirilip normale dönülememesi halinde bu durumdan sadece ekonomiler değil, ülkelerin istikrarı, bölgesel barışlar da tehdit altında kalabilecektir. Ayrıca, karşı karşıya kalınan bu süreci dünya ticaretinin son yüzyılda tabi olduğu en sert mücadele olarak ifade etmekte mümkün. ABD ve Çin’in dünya ticaretinde üstünlük rekabeti çok uzun süredir korunmaya gayret edilen “Serbest Ticaret’ anlayışına da önemli ölçüde zarar verecek nitelikte görülmektedir. Kaldı ki, birçok ülkede üretimde devamlılık ve istikrarın Çin’den gelecek hammadde ve yedek parçaya bağlı olduğunu unutmamak gerekir.

Her ne kadar Trump, Çin’in yerini aynı seviyede ticaret yaptığı büyük ortağı AB ile telafi edebileceğini düşünse de AB’nin bu süreçten zarar görmeden çıkabileceğini söylemek bu aşamada kolay değildir. ABD’nin iki büyük ticaret ortağından Çin’e 2024 yılındaki ihracatı 128 Milyar USD, buna hizmetleri de dahil ettiğimizde yaklaşık 450 Milyar USD ihracat seviyesine ulaşılıyor. Çin’in ABD’ye ihracatı ise aynı yıl itibariyle takriben 145 milyar USD düzeyindedir.

ABD kaynaklı tarım ürünleri için Çin önemli bir pazar olma niteliğindedir. Çin’in de bu tarım ürünlerine ihtiyacı çok açık; ayrı önemli bir husus ise, belirli elektronik bileşenler ve hassas ürünler açısından, ABD’nin Silikon Vadisi üretimde devamlılık açısından ihtiyacı olan nadir toprak elementler açısından yegâne tedarikçisi Çin’dir.

Bu itibarla, her iki ülke ekonomi ve üretimi birbirine bağımlıdır. ABD firmalarının borsadaki konumu Çin’in karşı tedbirlerinden ciddi şekilde sarsılmış durumdadır. Yani her iki ülke rakip olmanın yanı sıra birbirini bütünleyici konumdadır. Çin’in sanayi üretiminde gelecek planlamasını ABD’deki tüketim trendlerine göre şekillendirdiği ayrı bir gerçekliktir. Bu itibarla, Amerikan-Çin ikilisinin mevcut karşılıklı restleşmeleri sadece ticaret alanı ile sınırlı kalmayıp ciddi şekilde her iki ülke borsalarını, ekonomik, sosyal istikrarlarını da önemli ölçüde etkileyecek konumdadır.

Çin'in ortaya koyduğu ekonomik tercihler, sürdürülebilir sanayileşme politikası itibariyle, 2000 yılında küresel imalat sektöründe %6 olan payı, 2024'te %32'ye yükseltmiştir. Çin’in mevcut üretim kapasitesi kendi ihtiyaçlarının çok üzerinde bulunmakta, dolayısıyla her halükârda üretimde istikrar için ihracata devam etmek zorundadır. Dünya imalat sektöründe Çin menşeli malların oranı 2023'te %13 iken, bu oran 2024'te Çin’in %17,3 seviyesine yükselmiştir. Ayrıca, Çin’in büyük bir kapasiteye sahip bulunduğu, Devlet Yardımlarıyla da üretimi teşvik edilen elektrikli otomobilde dünya piyasalarına çok hızlı bir şekilde 6 milyon aracı sürmüş olması, üzerinde durulması gereken önemli bir başka konu olup, bu aşamadan sonra dünya ticaretinde Çin’in herhangi bir şekilde yavaşlatılması veya durdurulması gibi bir durumdan söz etmek nerede ise mümkün değildir.

Çin ekonomisinin üç temel ayağı gayrimenkul, iç talep ve ihracattır. Gayrimenkulde doyum hatta kriz seviyesine ulaştığını geçmiş dönemden biliyoruz. Bu itibarla, Çin altyapı yatırımlarının büyümedeki diğer iki itici gücü olan iç talep ve ihracata yönelecektir. Eğer refah seviyesinin yükselmesiyle Çinlilerin emeklilik sonrası rahat yaşam için tasarruf yapmaya başladıkları dikkate alınır ise, bu durumda Çin’in kendi iç tüketiminin gelişen süreçte daralacağını tahmin edebiliriz. Çin ekonomisinin iki önemli ayağı gayrimenkul ve iç tüketimin uzun vadede ekonomisine ilave bir katkı sağlamayabileceği görülmemektedir. Geriye sadece ihracat kalmaktadır. Çin’in bugüne dek istikrarlı bir şekilde takip ettiği politikadan, ABD’den boşalacak pazarın başta Avrupa olmak üzere büyük bir azim, güç ve hırsla diğer dünya ülkelerine yöneleceği çok açık olup, bu durumdan da en fazla hangi ülke ekonomilerinin zarar görebileceği tahmin edilebilir bir gerçekliktir.



Ömer Faruk DOĞAN
Ankara 18.04.2025

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet