Gazetecilerin Londra'daki Ukrayna toplantısının iptaline ilişkin sorularını yanıtlayan Peskov, "Londra'da söz konusu toplantı yapılmadı. Uzmanlar düzeyinde istişareler gerçekleştirildi. Katılımcıların tutumlarının birbirine yaklaşmasıyla ilgili sorunlar olduğunu ve bunun Londra'da yapılması beklenen Ukrayna konulu üst düzey toplantı planlarını değiştirdiğini görüyoruz" dedi.
Rusya'nın çeşitli kanallar üzerinden diyaloğa devam ettiğini kaydeden Peskov, bunun farklı bir süreç olduğunu ve Londra toplantısının tarafları arasında birtakım sorunlar olduğunu vurguladı.
Peskov'un basın toplantısında öne çıkan diğer açıklamaları:
- NATO askeri güçlerinin Ukrayna'ya konuşlandırılması, Rusya açısından kabul edilemez ve küresel güvenliğe kritik bir tehdit oluşturuyor
- Kremlin, Ukrayna 'barış planında' yer aldığı iddia edilen detaylarla ilgili sızıntılar hakkında yorum yapmayacak
- Trump'ın Ukrayna'nın Kırım'ı yıllar önce kaybettiği yönündeki açıklaması, Moskova'nın anlayışıyla tamamen örtüşüyor
- Paskalya ateşkesi Kiev tarafından defalarca ihlal edildi ve sona erdi, Rus ordusu görevlerini yerine getirmeye devam ediyor
- Devlet Başkanı Putin'in Federal Meclis konuşmasının tarihi henüz belirlenmedi
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'in Kırım'ı Rus toprağı olarak tanımayacağını bir kez daha açıklamasının ardından ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un bugün Londra'da yapılacak Ukrayna toplantısına gitmekten vazgeçmişti.
Sky News, Rubio'nun toplantıya katılmama kararı alması nedeniyle Alman ve Fransız bakanların da görüşme için Londra'ya gitmeme kararı aldığını aktarmıştı.
İngiliz televizyonu, bunun yerine Londra'da 5 ülkenin bürokratları arasında bir toplantı yapılacağını kaydetmişti.
Daha önce Wall Street Journal, kaynaklarına dayandırdığı haberinde, ABD’nin Kiev’den Ukrayna krizinin çözümü için tavizler vermesini beklediğini; bunlar arasında NATO’ya üyelikten vazgeçmenin de bulunduğunu ve Washington’un Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu tanımaya hazır olduğunu yazmıştı. Ayrıca ABD’nin, Zaporojye Nükleer Santrali’nin kontrolünün de ABD’ye devredilmesini teklif ettiği ileri sürülmüştü.
