• Ekonomi

EGİAD üyelerine ’markalaşma’ semineri

Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), üyelerinin markalaşma yolculuğunda onlara rehberlik edecek önemli bir buluşmaya daha imza attı. Milano Istituto Marangoni’de moda tasarımı, Paris INSEEC’te lüks marka yönetimi yüksek lisansı yapan ve Londra ile Paris’te stil ve marka duruşu konularında uzmanlaşan Serra Özsoy Karagülle, EGİAD tarafından düzenlenen "Uluslararası Markalara Güncel Yaklaşımlar" başlıklı seminerde iş dünyasıyla bir araya geldi.
Serra Özsoy Karagülle’nin uluslararası moda markalarında edindiği deneyim, ödüllü projeleri ve danışmanlık birikimiyle verdiği seminerde; marka ve marka değeri kavramlarından marka kimliğine, marka tüketiminin geleceğinden yeni medya ve dijital pazarlama kanallarına kadar günümüzün dinamik marka dünyası tüm yönleriyle ele alındı. Markasını büyütmek ve güncel yaklaşımlarla yenilemek isteyen EGİAD üyelerinin katıldığı etkinlikte, küresel markalar, artan müşteri tabanı, rekabet avantajı, marka bilinirliği, trendleri anlamak, rakipleri belirlemek gibi değerli öngörüler değerlendirildi.
Seminerde konuşan EGİAD Başkanı Kaan Özhelvacı, markalaşmanın giderek karmaşıklaşan iş dünyasında stratejik önemine vurgu yaparak, markanın yalnızca logo veya isim olmadığını, bir değerler bütünü, iletişim dili, deneyim alanı ve uzun vadeli büyüme aracı olduğunu belirtti. Özhelvacı, "Markalaşma, sadece ürün ve hizmetlerin tanıtımı değil, işletmelere değer kazandıran, onları uluslararası rekabette öne çıkaran stratejik bir güçtür. Güçlü bir marka, müşteriyle kurulan güven ilişkisini temsil eder. İnsanlar tanıdıkları ve güvendikleri markaları tercih eder; bu da sadakat ve sürdürülebilir başarı getirir. Kaliteli bir marka imajı, pazarda fark oluşturur, satışları artırır ve kâr marjlarını yükseltir. Bu nedenle markaya yapılan her yatırım, geleceğe yapılan kârlı bir yatırımdır. Üstelik markalaşma sadece müşteri kazanmakla sınırlı değildir; yetenekli çalışanları cezbetmenin ve elde tutmanın da anahtarıdır. Çalışanlar, değerlerine inandıkları markalarla gurur duyar, daha yüksek bağlılık gösterir ve verimli çalışır. Bugünün rekabetçi dünyasında hem müşterinin hem de çalışanın güvenini kazanmış markalar kalıcı başarının gerçek mimarlarıdır. Marka, sadece bir isim değil; bir duruş, bir vaattir. Güçlü markaların müşteri güveni sağladığı, çalışan bağlılığını artırdığı ve sürdürülebilir başarıyı desteklediği; pazarda fark sağlayıp, satış ve kâr marjlarında artış sağladığı vurgulandı. İzmir özelinde bakarsak, şehir olarak zengin bir üretim ekosistemine ve güçlü girişimci altyapısına sahibiz. Ancak bu potansiyeli küresel ölçekte bir marka kimliğine dönüştürme konusunda atmamız gereken çok fazla adım var. İzmir’i yalnızca üreten değil, aynı zamanda markalaşan bir şehir haline getirmek için özellikle genç iş insanlarımızın bu vizyonu sahiplenmesi büyük önem taşıyor" dedi.

Uluslararası boyut ve ekonomik katkılar
Küreselleşme çağında markanın, işletmeleri dünya standartlarına taşıyan en güçlü strateji olduğu ifade eden Özhelvacı, dünya lideri marka örneklerini karşılaştırarak Türkiye’nin bu alanda daha atılgan olması gerektiğine dikkat çekti. Markalaşmanın yalnızca işletmelere değil aynı zamanda ülke ekonomilerine de büyük katkı sağladığını belirten Özhelvacı, şöyle devam etti: "
Marka değeri yüksek ürünlerin ihracat fiyatları diğerlerine kıyasla çok daha yüksektir. Bu sayede, markalaşma yoluyla yalnızca ihracat hacmi değil, ihracat geliri de artar. Türkiye olarak markalaşmaya yapacağımız her yatırım, ihracat hedeflerimize ulaşmamıza doğrudan katkı sağlayacaktır. Ancak verilere baktığımızda bu hedefe ulaşabilmek için çok daha fazla çalışmamız gerektiğini görüyoruz. Dünyanın önde gelen bağımsız marka değerleme şirketi olan ve bu konuda her yıl ülke bazında detaylı raporlar yayınlayan Brand Finance’in yaklaşık 2 hafta önce yayınladığı verilerine hızlıca bakalım: ’Türkiye’nin En Değerli Markaları’ başlıklı çalışmaya göre, 2,27 milyar dolar marka değeri ile Türk Hava Yolları, Türkiye’nin en değerli markası olarak tespit edilmiştir. İkinci en değerli marka 1,65 milyar dolar değer ile Arçelik olmuş, 1,24 milyar dolar marka değeri ile İş Bankası üçüncü sırada yer almıştır. 2024 yılı verileri esas alınarak gerçekleştirilen çalışmaya göre en değerli 125 markamızın toplam değeri 17 milyar dolar olmaktadır. Bu rakam bir önceki yılın 14.7 milyar dolarlık değerine göre yüzde 15.6 artışı ifade etmektedir. Ancak, uzun bir dönem stabil bir şekilde 23-35 milyar dolar bandında seyreden Türkiye’nin ilk 100 markasının toplam değeri, son yıllarda zayıf Türk Lirası’nın etkisiyle oldukça düşmüştür. Dünya’nın en değerli markası Apple’ın 574 milyar dolar, Uzakdoğu’nun en değerli markası Samsung’un 110 milyar dolar, Avrupa’nın en değerli markası Deutsche Telekom’un 85 milyar dolar marka değerlerini düşündüğümüzde, markalaşma konusunu ülke olarak, bugün burada olduğu gibi çok daha fazla gündemde tutmamız gerektiği ortadadır. Tabii bu rakamları değerlendirirken, piyasa değeri ve marka değeri arasındaki farkı da belirtmek gerekir. Piyasa değeri şirketin maddi varlıkları ve hisse performansına dayalı olarak hesaplanırken; marka değeri, tüketici nezdindeki algı, güven ve sadakat gibi soyut unsurlara dayanır. Piyasa değerinin yüksek olması marka değerini olumlu etkileyebilir, ancak bu her zaman yüksek marka değeri anlamına gelmez; örneğin, zaman zaman yüksek piyasa değerine ulaşmasına rağmen Facebook (Meta), kullanıcı güveni ve itibar açısından tartışmalı dönemler geçirmiştir. Bu nedenle marka, görünmeyen ama şirketin uzun vadeli başarısını belirleyen en stratejik sermayelerden biridir. Marka konusunu ele alıyorken, bir de Fransa gibi ülkelerin lüks ve premium markalarda oluşturduğu katma değer farkını da belirtmek gerekir".
Cem Sultan
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet