• Genel

Dünya Gazze sınırına akın ediyor

Dünya’nın farklı noktalarından Gazze’ye yönelik ablukayı karadan delmek amacıyla başlatılan Küresel Gazze Yürüyüşü için binlerce kişi Kahire Havalimanı’na akın ediyor. Mısır askeri ise geçişlere izin vermiyor. O anları anlatan Kocaelili Gazeteci Furkan Çalışkan, "Bir terörist gibi bizi ülkeden deport ettiler" dedi.
Gazze’ye yönelik ablukayı karadan delmek amacıyla başlatılan Küresel Gazze Yürüyüşü’ne katılmak için dünyanın farklı noktalarından Kahire Havalimanı’na inenler, Mısır güvenlik güçlerinin insanlık dışı uygulamalarına maruz kaldı. 12 Haziran gecesi Kahire’ye iniş yapan onlarca kişi, pasaport kontrol noktasında hiçbir gerekçe sunulmadan saatlerce bekletildi. Vizeleri onaylanmasına rağmen Mısır makamları tarafından ikinci, üçüncü ve dördüncü kez yeniden pasaport kontrolüne sokulan yolcular, sabaha kadar oyalandı. Saat 05.00’ten sonra yaklaşık 150 kişi 200 metrekarelik dar bir alanda askerler tarafından çember içine alınarak alıkonuldu. Vatandaşlar, sabah saat 08.00 sıralarında gelen otobüslerle zorla havalimanından çıkarıldı. Askerler, barışçıl eylemcileri coplarla ve fiziksel zorlamayla otobüslere bindirerek sınır dışı işlemini başlattı. Mısır hükümeti, sadece Türk vatandaşlarını değil, Kolombiya, Almanya, Hollanda gibi farklı ülkelerden gelen katılımcıları da hiçbir ayrım yapmadan İstanbul’a gönderdi. İstanbul Havalimanı’na inildikten sonra devreye giren Türkiye Dışişleri Bakanlığı, uçakta bulunan tüm yabancı uyrukluların biletlerini sağlayarak ülkelerine gönderdi, gıda ve su desteğinde bulundu. Yaşanan olayları anlatan Kocaelili Gazeteci Furkan Çalışkan, Mısır yönetiminin tavrını, barışçıl bir protestoya karşı uygulanan "Terörist muamelesi" olarak değerlendirdi. Furkan Çalışkan, "72 milletten insanların barışçıl çabaları engellendi ama bu yürüyüş Gazze için bir umut oldu. Yorulmadan sefere devam edeceğiz" dedi. Yola çıkış sürecini anlatan Çalışkan, "Madleen" gemisini o gece takip ettikten sonra Gazze’nin sivil bir inisiyatifle denizden, karadan zaten bir konvoy vardı, işte küresel Gazze yürüyüşünde o gece yapılacağını öğrendim. Sınır kapısına da insanların yürüyeceğini düşününce bunun Gazze için etkili olabileceğini düşündüm. O nedenle sabah uyandığım gibi Mısır’a bilet aldım. Küresel Gazze yürüyüşünü öğrendiğim için bilet aldıktan sonra Türkiye’den oraya gidecek insanların da olduğunu öğrendim. ’March To Gaza’ Türkiye ekibiyle bilet aldıktan sonra tanıştım. Ondan sonra çok büyük umutlarla bu hadiseyi gerçekleştirdik. Gittik ve saat 02.00’de oradaydım. 12 Haziran Perşembe gecesi. Bir saat boyunca pasaport işlemleri yapıldı, vizemizi aldık. Pasaport kontrolü noktasına gittik. Mısır makamları, çok hızlı şekilde yapılabileceği işleri çok uzun vadeye yayarak yaptı. Sürekli bekletildik" diye konuştu.

"Darbeci Sisi yönetimi buna bile tahammül göstermedi"
Havalimanında gördüğü muameleyi anlatan Çalışkan, "Benim başıma ne geldi? Benim ilk pasaport kontrolünden sonra pasaportuma el konuldu. Hiçbir açıklama yapılmadan beklememi istediler. nedenini sorduğumda cevap verilmedi. Görevlilerin kontrol yaptığını söylediler. Hiçbir şey söylenmeden bir saat, bir buçuk saat boyunca bize beklettiler. Daha sonra birileri geldi ve pasaportlarımızı dağıttılar. Mısır’da şiddet olaylarına karışmayacağımızı taahhüt eder ıslak imzalı evraklarımız bile vardı. Fakat ne yazık ki darbeci Sisi yönetimi buna bile tahammül göstermedi. Ne yazık ki İsrail’in sınırları Kahire Havalimanı’ndan başlıyormuş gibiydi" ifadelerini kullandı.

"Bir terörist gibi bizi ülkeden deport ettiler"
Çalışkan, 200 metrekarelik bir alanda hapsedildiklerini ifade ederek, "Pasaportlarımız 1.5 saatlik bekleme ardından verildikten sonra yine gişelerde çok rahat davranan memurlar bizi ayrı kontrollere soktu. Bir kez daha pasaport kontrolüne girdik. Tabii bu arada saatler geçiyor. 02.00’de vardık, saat 04.30 oldu. İkinci pasaport noktasından geçtim. Üçüncüden geçtim. Dördüncüde ne yazık ki hiçbir gerekçe göstermeden en başa döndürüldüm. Bize hiçbir şekilde bilgi verilmedi. Saat 05.00’ten sonra da o psikolojik savaş içinde geçen bekleme süreci başlatıldı. Ne oldu? Yaklaşık 150 kişi benim gibi 200 metrekare bir alana hapsedildi ve bizi bir çember içine aldılar. Etrafımıza yaklaşık 50-60 tane asker diktiler. Tuvalete gitmeye dahi izin yoktu. Bize ne su verdiler ne yemek verdiler. Bekletildikten sonra da otobüs geldi sabah saat 08.00’e doğruydu. Otobüs gelince de oradan havalimanından ayrılmak istemeyen insanlar vardı. Ben de bunlara dahildim. Fakat askerler bizi orada zorla yaka paça ellerinde coplarla ittire ittire otobüsün içine doldurdular. Otobüsün içine doldurduktan sonra uçağa götürüldük. Uçağın etrafında da bir çember oluşturdular, bir terörist gibi bizi ülkeden deport ettiler" şeklinde konuştu.

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti farkını hissettirdi"
Mısır hükümetinin onlarca milletten olan vatandaşları İstanbul’a gönderdiğini dile getiren Çalışkan, "Biz Türkiye’ye İstanbul’a geri gönderildik ama Mısır hükümeti şunu da yapmadı. Örneğin Kolombiya’dan gelen, Hollanda’dan gelen, Almanya’dan gelen insanların kendi ülkelerine deport edilmesi gerekiyor. Ancak Mısır hükümeti herkesi doğrudan İstanbul’a gönderdi. Sağ olsun orada Türkiye Cumhuriyeti devleti farkını hissettirdi. Çünkü uçakta tüm yabancı uyruklu insanlar büyük stres yaşadı, ’Bizim durumumuz ne olacak? Biz neden İstanbul’a gidiyoruz? Oradan nasıl gideceğiz? Uçuş kartımız yok. Ülkeye nasıl gireceğiz’ şeklinde kaygıları vardı. Fakat Dışişleri Bakanlığı her bir yabancı uyruklu vatandaşın 5-10 dakika içinde biletlerini aldı. Onları kendi ülkelerine gönderdi. Ayrıca yemek verdi, su verdi. Bu noktada özellikle oradaki insanlardan aldığımız bildirim çok Mısır’dan sonra Türkiye’de gördükleri muamelenin çok hoşuna gittiğini gördüm. İşittim, dinledim" diye konuştu.

"Dünyanın her yerinden insanların büyük özveriyle Gazze’yi böylesi sahiplenmesi beni çok umutlandırdı"
72 milletten insanların Gazze’yi sahiplenmesi karşısında umutlandığını söyleyen Çalışkan, "En acı verici olanı Müslümanlar bu kadar canice, vahşice katledilirken yapılmak istenen barış protestosuna katılacak insanlara Müslüman ülkede terörist muamelesi gösterilmesi beni çok derinden yaraladı. Çektiğimiz videoda buna bir öfkeydi. Dünyanın sanki çok umursuyormuş gibi bazı söylemler var. Fakat fiiliyatta ne yazık ki oradaki insanlar çok yalnız, soykırıma, zulme uğruyorlar. Bu da bunun tepkisiydi. Mısır’a ulaşsaydık El-Ariş’e gidecektik. El-Ariş kentinden de 3 günlük bir yürüyüşle Sina Çölü’nü geçecektik. Sina Çölü’nde de Refah Sınır Kapısı’na. Mısır’dan edindiğimiz uyku tulumları, çadırlarla kamp yapacaktık ve dünyanın dikkatini oraya çekmeye çalışacaktık. Ne yazık ki nasip olmadı. Deport edildim. Ama içeri giren insanlar olduğunu biliyorum. İnşallah bu küresel çapta ses getirecek eylemin soydaşlarımıza, Gazzelilere, Filistinlere bir faydası olur diye ümit ediyorum. 72 milletten, dünyanın her yerinden insanların büyük özveriyle, sorumlulukla Filistin’i, Gazze’yi böylesi sahiplenmesi beni çok umutlandırdı. Yorulmadan sefere devam etmek istiyorum" dedi.
Cem Sultan
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet