‘ Fuat Sezgin’in Mirası Bilim Diplomasisi ile Köprüler Kurmak’ Kitap Tanıtımı ve Paneli, İstanbul’da gerçekleştirildi. Panele, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı (İBTAV) Mütevelli Heyeti Üyesi Necmettin Bilal Erdoğan ve çok sayıda davetli katıldı.
"Her daim hakikat ve ilim uğruna kafaya koyduğunu yapma gayreti içinde olmuştur"
Panelde konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun,"Fuat Sezgin hocamızı vefatının 7’inci sene-i devriyesine yaklaşırken anmak, fikirlerini, bilim tarihine, İslam düşüncesine ve insanlığa katkılarını ele almak üzere bir araya geldik. Fuat Sezgin Hoca’nın 94 yıllık ömründe her daim hakikat ve ilim uğruna kafaya koyduğunu yapma gayreti içinde olmuştur Fuat Sezgin Hoca, çalışmalarının ne manaya geldiğini, yapmak istediklerini izah ederken şöyle söyler, "Benim mensubu olduğum bir kültür ve medeniyet dünyası var. Bizler köksüz değiliz. Derinlere kök salan, beşiklik etmişiz. Fakat, yüzyıllardır bu medeniyeti görmezden gelindiğini, hakkının yenildiğini ve yaptıklarının elinden alındığını gördüm. İslam medeniyetinin dünya bilimine yaptığı büyük katkıları, bunun farkında olmayan dünyaya tanıtmayı amaç edindim. Bu gayretimin bir kısmı, sadece bilim dünyasına hizmet diğer önemli bir gayesi ise İslam dünyasının yitirmiş olduğu, kendine saygıyı, güveni ve insanlık tarihindeki yerini hatırlatarak kaybettiklerini iade etmektir "dedi.
"Bugün zannediyorum hepimiz bütün dünyada en önemli sorunumuzun küresel adalet sorunu olduğu hususunda mutabıkız"
Küresel anlamda en önemli sorunun adalet sorunu olduğunu söyleyen Altun, " Bugün zannediyorum hepimiz bütün dünyada en önemli sorunumuzun küresel adalet sorunu olduğu hususunda mutabıkız. Bir küresel adalet sorunu yaşıyoruz ve bu sorunlar koşup giden bir zulüm düzeninin içinde uluslararası alanda böyle bir ekosistemde varlık gösteriyoruz. Ve bu durumun kaynağında da 19. yüzyıldan beri işletilen batılı sömürge düzeni ve yine bunu destekleyen batıcı bağımlılık sistemi var. Müslüman dünyanın yine o dönemden bu döneme düşer olduğu aşağılık kompleksi ve yenilgi psikolojisi var. Bu asimetrik duygu durumu, Müslüman dünya aleyhine işletilen sömürü ilişkilerini meşrulaştıran bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Fuat Sezgin Hoca’nın mücadelesi; ilim ve yolculuğu, bu çarpık anlayışı bu paradigmayı yapı bozma, tabii tutma mücadelesidir. Bugün İslam dünyası karşısındaki adaletsizlikle, zulüm düzeniyle mücadele edecekse her şeyden önce aşağılık kompleksiyle mücadele etmeli. Ve bunun içinde kökleriyle sahih bir irtibat kurmalıdır. Bu yolda, Fuat Sezgin Hoca’nın varlığı, Fuat Sezgin Hoca’nın çalışmaları gerçekten yolumuzu aydınlatacak niteliktedir." şeklinde konuştu.
"İslam karşıtlığı bütün dünyada giderek yükselen yeni bir ırkçılık türüdür"
Altun," Bugün dünyanın başına musallat olan, en önemli ırkçılık hareketinden biri olan adına İslamofobi denen esas itibariyle İslam karşıtlığı olarak tecessüm eden, meseleyle uğraşırken de Fuat Sezgin Hoca’nın çalışmalarının ben, çok ama çok hayati olduğunu düşünüyorum. İslam karşıtlığı bütün dünyada giderek yükselen yeni bir ırkçılık türüdür. Ve bu yeni ırkçılık türünde, Müslümanları, İslami fanatizmle, tutuculukla, gericilikle eş tutan bir yaklaşım söz konusudur. Bu yaklaşımla, çok güçlü bir şekilde özgüven içerisinde mücadele etmek içinde Fuat Sezgin Hoca’nın eserleri, çalışmaları rehber niteliğindedir. Ne yazık ki eski Türkiye, Fuat Sezgin Hoca’yı üzdü. Fakat hamdolsun ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kurumsallaşan yeni Türkiye Fuat Sezgin Hoca’yı bağrına bastı. Eski Türkiye, Fuat Sezgin Hoca’yı üniversiteden ihraç etti. Böyle bir büyük değeri ne yazık ki 27 Mayıs ihtilalinden sonra üniversiteden ihraç etti. Buna mukabil yeni Türkiye, Fuat Sezgin Hoca’nın bilimsel çalışmalarını daha iyi şartlarda sürdürmesi için ona zemin sağladı. Hayatının son dönemlerinde. Vefatının ardından da bilimsel mirasını yaşatmaya, zenginleştirmeye çalıştık. Cumhurbaşkanımız, malumunuz, 2019 yılını Fuat Sezgin Yılı olarak ilan etti. Prof. Dr. Fuat Sezgin, İslam Bilim Tarihi Vakfı, onun eserlerini daha çok okuması, daha iyi anlaşılması için çaba sarf ediyor" şeklinde konuştu.
"Fuat Sezgin’in adanmış bir insanın modelinin yeni nesilleri aktarılmasının çok kıymetli olduğunu düşünüyorum"
Panelde konuşan Bilal Erdoğan ise, "Hocamızda bir adanmışlık vardı. O sağına soluna bakmadan, hedefine devamlı mesai harcayan bir insandı. Akademik sempozyum organizasyonuna harcayacağı bir mesaiyi hazmedecek durumu yoktu. Dolayısıyla bir insan hayatını herhangi bir kutlu davaya böylesine adayabilir mi sorusunun bizim canlı şahidi olduğumuz cevabıydı Rahmetli Fuat Sezgin. Onun için Fuat Sezgin’in bir araştırmacı olarak, bir akademisyen olarak, bir adanmış insan olarak özellikle gençlerimize yeni nesil akademisyen namzetlerine, araştırmacı adaylarına anlatılmasının çok önemli, çok kıymetli, çok değerli olduğunu düşünüyorum. Özellikle de hayatında Fuat Sezgin’e şahit olan insanlar açısından. Gazze’deki soykırımdan görüyoruz. İsrail başta olmak üzere pervasızca sivil yerleşim yerlerine atılan çok tahrip gücü yüksek mühimmatlardan, bombalardan bahsediyoruz. İnsan hayatı değersizleşmiş. Hatta Gazze’deki 2 milyon insanın hiç insani yardım erişemeyecek şekilde tamamen bir soykırım mantığıyla mahrum bırakılmasına, bütün dünyanın seyirci kalmasından bahsediyoruz. İnsan hayatının değersizleştiği bir zamanda akademik çalışmanın değerli olduğundan bahsedebilir miyiz? İnsanın insan tarihiyle ilgili ve insanın geleceğiyle ilgili merakının değerli olduğundan bahsedebilir miyiz? Onun için böyle bir çağda Fuat Sezgin’in adanmış bir insanın modelinin yeni nesilleri aktarılmasının çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. İnşallah bugünkü çalışmada buna hizmet edecektir elbette" sözlerini kullandı.
Gazze’nin kelimelerin tükendiği yer olduğunu belirten Erdoğan, "Şu herhalde Gazze’de olan bir tane artık tuzun koktuğu yer. Artık söylenecek kelimelerin tükendiği yer. Dolayısıyla insanlığa yeniden huzuru, barışı, refahı vaat edecek. Bunu yaparken insanlığın gelişme hedefinden taviz vermeyecek bir paradigmayı biz İslam medeniyetinin altın çağında bulabiliyoruz. Maalesef Batı bu barbarlığıyla yüzleşemedi. Soykırımları devamlı bünyesinde. Onun için yaşatmak, yaşamak durumunda kaldı. Bu barbarlık taşıyan bir şekilde Medeniyet Paradigmasına, alternatif teşkil edecek paradigmayı inşa edecek genç nesillere inşallah Fuat Sezgin’in hem adanmışlık örneğini hem de mesajını hakkıyla iletebiliriz diye düşünüyorum" dedi.