İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Gazze’de yaşanan gelişmelere dikkat çeken Bekayi, "Ne yazık ki uluslararası kurumların sessizliği ve eylemsizliği devam ettiği sürece, Gazze ve Batı Şeria’da soykırım ve katliamlar sürüyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere, uluslararası kurumların sessizliği ve hareketsizliği, bu soykırım ve katliamların devam etmesine zemin hazırlıyor" dedi.
"ABD, İsrail’in cezasız kalmasını sağlıyor"
Geçtiğimiz hafta Gazze’deki soykırımı durdurmayı amaçlayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) karar tasarısının ABD tarafından veto edildiğini hatırlatan Bekayi, "ABD, İsrail’in en büyük destekçisi olarak bu rejimin insan hakları ihlallerine karşı cezasız kalmasını sağlıyor. Sadece son birkaç günde Gazze’de binden fazla masum hayatını kaybetti. Gıda ve ilaç eksikliği, bombalamalarla birlikte krizi daha da derinleştirdi. Uluslararası toplum bu vahim tabloya artık acilen müdahale etmelidir" diye konuştu.
"Verilecek karşılık daha fazla iş birliği olmaması yönünde olacak"
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu’nda İran’a karşı bir karar alınması durumunda verilecek tepkiyle ilgili konuşan Bekayi, "İran, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) çerçevesinde Ajans’la iş birliği yapma ilkesine bağlı kalmıştır. Ancak Ajans, ABD ve üç Avrupa ülkesinin siyasi baskısıyla hazırladığı raporla, bu ülkelerin kendi hedeflerine hizmet eden bir karar tasarısının önünü açtı. Verilecek karşılık daha fazla iş birliği olmaması yönünde olacak. İran, atılacak adımları belirledi ve karşı tarafta bizim imkanlarımızın farkında. Gelişmelere göre ilgili kurumlarla koordineli şekilde harekete geçilecektir" ifadelerini kullandı.
"Medleen gemisinin alıkonulması deniz haydutluğu sayılır"
Gazze’ye yardım ulaştırmak amacıyla İtalya’dan yola çıkan Medleen gemisinin İsrail tarafından alıkonulması ve mürettebatın gözaltına alınmasına da tepki gösteren Bekayi, "Ne yazık ki, bu durum uluslararası toplumun şahit olduğu çok anlamlı ve korkunç bir olay ve uluslararası sularda gerçekleştiği için deniz haydutluğu sayılır. Ancak soykırım tehdidi altındaki insanlara yardım gitmesini engellediği için aynı zamanda bir soykırımdır" şeklinde konuştu.
"Uranyum zenginleştirme, mutlaka bir silah programına sahip olmak anlamına gelmez"
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun İran’ın uranyum zenginleştirmeyi caydırıcılık için kullandığı yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Bekayi, "Uranyum zenginleştirme, mutlaka bir silah programına sahip olmak anlamına gelmez. ABD’nin bazı yakın müttefikleri de silah amacı olmadan zenginleştirme yapıyor. Zenginleştirme, İran’ın yerli nükleer yakıt döngüsünün önemli bir parçası ve yıllardır bilim insanlarının çalışmalarıyla geliştirildi. Bu hak, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nın (NPT) 4’üncü maddesiyle tüm üye ülkelere tanınmıştır ve tartışılamaz. Ayrıca Uranyum zenginleştirme hem İran’ın kesin hakkı hem de bilimsel ve sanayi kimliğinin önemli bir parçasıdır. Zenginleştirmeye yönelik müdahale kabul edilemez" dedi.
"Avrupa ülkelerinin karşıt tutumu, iş birliği için bir motivasyon oluşturamaz"
Avrupa ülkelerinin yapıcı olmayan tutumunun müzakere sürecini zora soktuğunu belirten Bekayi, "Avrupa ülkelerinin karşıt tutumu, iş birliği için bir motivasyon oluşturamaz. İran, müzakerelerin başından beri Avrupa ile diyaloğu sürdürdü ancak Avrupa tarafı yapıcı öneriler sunmadı ve diplomatik süreçten uzaklaştı. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’ndan rapor talep etmeleri ve bu hafta oylanacak karar taslağı hazırlamaları da bu tutumun göstergesidir. ABD’yi de sürece dahil ettiler ve tüm taraflar bu adımların sonuçlarından sorumlu olacaktır. İran da bu yaklaşıma uygun şekilde karşılık verecektir" diye konuştu.
"İran’ın cevabı Umman aracılığıyla iletilecek"
Nükleer müzakereler kapsamında ABD’nin Tahran’a gönderdiği mektuba da değinen Bekayi, "İran halkının hak ve çıkarlarını dikkate almayan hiçbir teklif bizim için kabul edilemez. Müzakerelerin karşılıklı bir süreç olması gerekir. ABD’nin önerisi bu niteliği taşımıyor ve önceki müzakerelerin sonuçlarını yansıtmıyor. İran’ın cevabı Umman aracılığıyla iletilecek" ifadelerini kullandı.
"ABD’nin kararı ayrımcı ve ırkçı bir yaklaşım"
ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’ın da aralarında bulunduğu 12 ülkenin vatandaşlarının ABD’ye girişini yasaklayan kararına da tepki gösteren Bekayi, "ABD hükümetinin kararı ayrımcı ve ırkçı bir yaklaşıma dayanıyor. Karardan etkilenen ülkelerin çoğunda Müslüman nüfus ağırlıklı. Bu durum hem insan hakları hem de uluslararası hukuk açısından kabul edilemez. Ülkeler ve hükümetler, milliyet, ırk, din veya etnik kökene dayalı ayrımcı yasalar yapma yetkisine sahip değildir. Uluslararası toplumun buna karşı güçlü bir tepki vermesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
İran’dan ABD’nin mektubuna cevap: "Halkımızın çıkarlarını dikkate almayan hiçbir teklif kabul edilemez"
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Nükleer müzakereler kapsamında ABD’nin Tahran’a gönderdiği mektuba değinerek, "İran halkının hak ve çıkarlarını dikkate almayan hiçbir teklif bizim için kabul edilemez. Müzakerelerin karşılıklı bir süreç olması gerekir. ABD’nin önerisi bu niteliği taşımıyor ve önceki müzakerelerin sonuçlarını yansıtmıyor. İran’ın cevabı Umman aracılığıyla iletilecek" ifadelerini kullandı.
