Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği (TİGAD) Genel Başkanı Okan Geçgel, 24 Temmuz Basın Bayramı dolayısıyla yayımladığı bildiride, basının içinde bulunduğu ekonomik darboğaza dikkat çekerek, özellikle son dönemde uygulanan tasarruf tedbirleriyle birlikte medya sektörüne yönelik dolaylı baskıların arttığını belirtti. Geçgel, alınan kararların sadece gazetecileri değil, halkın haber alma hakkını da tehdit ettiğini vurguladı.
Özgür Basın Yoksa, Toplum da Özgür Değildir
Geçgel, açıklamasında basının yalnızca haber üretim aracı değil, demokrasinin en temel dayanaklarından biri olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Basın; halkın sesi, toplumun vicdanı, demokrasinin sigortasıdır. Özgür ve güçlü bir medya; sorgular, denetler, kamu adına hesap sorar. Ancak özellikle yerel basın, son dönemde yürürlüğe giren tasarruf tedbirleri nedeniyle ciddi bir ekonomik baskı altına alınmıştır. Bu baskı yalnızca gazetecilerin geçim sorunlarına değil, halkın gerçek bilgiye ulaşma hakkına da büyük zarar vermektedir.”
Tasarruf Tedbirleri Basına Zarar Veriyor
TİGAD Genel Başkanı Geçgel, kamu kurumlarının gazete ve dergi aboneliklerini iptal etmesini, resmi ilan ve destek mekanizmalarının daraltılmasını eleştirerek şöyle devam etti:
“Kamu kurumları tarafından uygulanan tasarruf tedbirleri gerekçesiyle, yazılı basının en temel gelir kaynaklarından biri olan abone gelirleri kesilmiştir. Bu kararlar birçok yerel gazeteyi kapanma noktasına getirmiş, yüzlerce basın emekçisini işsiz bırakmıştır. Üstelik bu kararlar alınırken, kamu bütçesine olan etkisi neredeyse yok denecek kadar düşük olan bu abone giderlerinin kaldırılması, hiçbir mantıklı gerekçeyle açıklanamaz. Üç kuruşluk basın gelirinden tasarruf beklemek, ne kamu yönetimi aklıyla ne de demokratik sorumlulukla bağdaşır.”
Basını Susturmak Tasarruf Değil, Demokrasiye Müdahaledir
Geçgel, sözde ekonomik gerekçelerle medyanın desteklenmesinin durdurulmasının arka planına dikkat çekerek şunları vurguladı:
“Basını tasarruf gerekçesiyle susturmaya çalışmak, yalnızca gazetecilere değil, tüm topluma karşı işlenen bir haksızlıktır. Bu yalnızca ekonomik değil, siyasal ve toplumsal sonuçlar doğuracak bir tercihtir. Medya susturulduğunda; hatalar görünmez olur, yanlışlar sorgulanmaz hale gelir, halkın bilgi alma hakkı karartılır. Oysa güçlü bir toplum, ancak özgür basınla mümkündür. Demokratik bir devlette basın yaşatılır; susturulmaz.”
Tüm Medya Alanları Bir Bütündür, Sorunlar Ortaktır
TİGAD Genel Başkanı Okan Geçgel, medyanın tüm alanlarının birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak şu çağrıyı yaptı:
“Bizler medyanın tüm alanlarını –görsel, işitsel, yazılı ve dijital– bir bütün olarak görüyoruz. Sorunları da ayrıştırmadan, birlikte ele alıyoruz. Nasıl ki yazılı basına yönelik abone kısıtlamalarını eleştiriyorsak; başta dijital medya olmak üzere, tüm medya alanlarına uygulanan baskıları, ilan ve reklam desteklerinin kaldırılmasını da aynı ölçüde sakıncalı buluyoruz. Bu politikaların sonucu; gazetelerin kapanması, haber sitelerinin susturulması, televizyonların içerik daralmasına gitmesi ve toplumun haber alma kanallarının daralmasıdır.”
Sonuç ve Net Çağrı
“Buradan yetkililere açık çağrımızdır:
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan tasarruf genelgesi, bir an önce gözden geçirilmeli ve basın sektörü bu kapsamdan çıkarılmalıdır. Çünkü basının üç kuruşluk geliriyle tasarruf yapılmaz. Bu artık herkes tarafından iyi bilinmeli, kabul edilmelidir.
Tasarruf, kamu kaynaklarını etkin kullanmaktır; halkın gözü kulağı olan basını susturmak değil. Gerçek tasarruf, israftan, lüks harcamalardan ve gereksiz gösterişten olur; yerel gazetelerin, internet sitelerinin ve yayın organlarının yaşamasından değil.
Tüm basın emekçilerinin 24 Temmuz Basın Bayramı’nı kutluyor; mesleğini onurla sürdüren, halkın sesi olmaktan vazgeçmeyen tüm gazetecilere teşekkür ediyoruz.
Basın susturulursa, milletin nefesi kesilir. Basın susturulursa, toplumun vicdanı kararır. Buna asla izin vermeyeceğiz.
Yaşasın özgür basın, yaşasın halkın haber alma hakkı!”
