Tarçın, birçok kültürde sadece lezzet verici bir baharat değil, aynı zamanda geleneksel tıpta da yaygın olarak kullanılan bir bitki.
Günümüzde tarçın takviyeleri, diyabet tedavisinden kilo kontrolüne, saman nezlesinden iltihaplı durumların hafifletilmesine kadar pek çok amaçla kullanılmaktadır. Ancak yeni bir araştırma, bu popüler takviyenin bazı reçeteli ilaçlarla etkileşime girebileceğine dikkat çekiyor.
Food Chemistry: Molecular Sciences dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, tarçının aktif bileşeni olan sinnamaldehit, vücuda alındıktan sonra hızla sinnamik aside dönüşüyor ve bu süreçte birden fazla ilacı etkileyebilecek reseptörleri aktive edebiliyor.
Araştırma, sinnamaldehitin hem aç hem tok mide koşullarında yüzde 100 biyo erişilebilir olduğunu ortaya koydu. Bu da tarçının vücut tarafından kolayca emilebildiği anlamına geliyor.
Bilim insanları, özellikle hipertansiyon, diyabet, kanser, artrit, astım, obezite, HIV/AIDS ve depresyon gibi kronik rahatsızlıkları olan kişilerin tarçın takviyeleri kullanmadan önce dikkatli olmaları gerektiğini vurguluyor.
Ayrıca, kan sulandırıcı ilaçlar kullananlar, kalp hastalığı veya felç geçmişi olanlar, karaciğerden temizlenen ilaçları kullananlar ve zerdeçal, ginseng, gingko biloba gibi diğer bitkisel takviyeleri tüketen kişiler de risk grubunda yer alıyor.
Araştırmacılar, günlük mutfak kullanımıyla -örneğin bir tutam tarçınla- bu tür olumsuzlukların yaşanma ihtimalinin düşük olduğunu belirtiyor. Asıl riskin, “aşırı tüketim” olarak tanımlanan miktarlarda tarçın içeren takviyelerle ortaya çıkabileceğine dikkat çekiliyor.
Sonuç olarak, tarçın sağlığa faydalı olabilir;
ancak özellikle sağlık sorunu olan bireylerin ve ilaç kullananların, takviye şeklinde tarçın almadan önce mutlaka bir uzmana danışmaları öneriliyor.